- 1062 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
İŞTE GELDİM GİDİYORUM 14
İŞTE GELDİM GİDİYORUM
Bölüm 14İki arkadaş sarı arabadan inenleri görünce sevinerek yürüdüler onlara doğru. Tokalaştılar ve sarıldılar birbirlerine. Delikanlı da, arkadaşı da çok sevinmişlerdi.
-Ooooo değerli abilerimiz! Bu ne sürpriz? Sizi görmek ne güzel…
-Köyümüze gitmiştik. Akşam da toplantı olunca erken döndük. Hızla geliyorduk ki; size rastladık.
-İyi ettiniz valla. Hem bu ticari taksini hiç görmemiştim. Diplomanı camlatıp asmışsın abi arabaya. Güzel bir protesto…
-Eeee… Üniversiteyi bitirip taksi şoförlüğü kim yapsa asar yani.
-Ama iyi akıl etmişsin.
Gelenler derneğin yönetimindendi. Çok iyi dostlukları vardı. O yıllarda fakülteyi bitirip işsiz gezen, az sayıda insanlardandı ikisi de. Çok iyi yürekleri vardı. Evlerinde soğan varsa bile soğanı paylaşırlardı. Yoksul ailenin fertleriydiler.
Arabaya bindiler ve şehre doğru yola koyuldular. Taksi ile beş dakika ancak sürüyordu zaten.
O arada delikanlının can dostu arkadaşının da belli ki o gün çenesi düşmüştü. Kızdan bahsetmeye başladı. Belli ki söyleyecekti onlara da. Delikanlı çimdik attı ama bu kez diğerlerine dönüp:
-Ben bir şey anlatacağım; ama beni çimdikliyor, anlattırmıyor. Bir şey deyin şuna…
Diğerleri kahkahayı attılar.
-Anlat hele sen…
-Az önce bir kız vardı yanımızda.
-Kimdi?
Delikanlının arkadaşı adını söyleyince, ağabeylerin biraz canı sıkılır gibi oldu.
-Bakın! Yanlış olmasın ha! O benim akrabam.
Diğeri atıldı:
-Benim de kan kardeşimin bacısı.
Bu kez kıvırma görevi artık delikanlının arkadaşındaydı.
-Yok yaaaa abicim! Siz ne anladınız. Onunla, okuldaki kızlar için konuşmak istediğimizden çağırdık. Kızlar bölümüne o baksın diye düşündük.
Delikanlı içinden gülmeye başladı.”Yalanın batsın senin soytarı!” dedi dudaklarını kımıldatmadan.
Abiler buna sevindiler.
-Çok iyi olur. İyi, dürüst, dirayetli biridir. Çok da okur.
Kısa sürede gelmişlerdi. Arabadan indiklerinde ağabeyler “Düşün peşimize.” dediler. Bir lokantaya yönlendiler.
Lokantada yemek, sonrasında dernekteki toplantı uzun sürmüştü. Vedalaştılar herkesle ve yola koyuldular. Tabii yol boyunca, yarım saat kadar süreyle, delikanlı, can dostuna demedik laf bırakmadı, her tür renge boyadı onu. Diğeri sesini çıkaramıyordu; çünkü haksızdı.
……………………………………..
19 Mayıs provaları günü gelip çatmıştı. Delikanlı sabah erkenden kalktı. En ütülü, en temiz, en yeni giysilerini giydi. Beklemeye koyuldu durakta. Oysa o da biliyordu ki, sabahın altısında kimse gelmezdi.
Üç saat kadar durakta bekledi. Bir de ne görsün? O kız ve yanında kız arkadaşı, bir alt duraktan, yaya olarak, stadyuma doğru yürümeye başlamışlardı. Delikanlı içinden “Offff”, “Pufff” çekse de kzılar gidiyordu. Yanındaki kızı da tanımıştı delikanlı uzaktan. İki kız da aynı sınıfta öğrencilerdi. Artık tek çaresi yetişene kadar çok hızlı, hatta koşarcasına yürümekti. Bu kez de terliyordu. Yepyeni giysiler ter kokacaktı. Kızın yanına oturduğunda ter kokusuyla anılmak da vardı. Daha sakin ama az hızlı yürümeye başladı. Öndeki iki kız ise belli ki yavaşlamışlardı.
Delikanlı arkada, kızlar önde yedi yüz metre civarı yürüdüler. Kızlar hiç dönüp arkalarına bakmamışlardı. Delikanlı artık on metre geriden takip ediyordu. Yanlarına gitse belki kızabilirdi o kız. Hiç bilmiyordu ki. “Allahım bana yardım et!” dedi içinden. Stadyum da görünmüştü işte. Boşa gidiyordu her şey. Kızla buluşamıyordu.
Birden diğer kız arkasını döndü ve bekledi delikanlıyı. Asıl kız yavaş yavaş yürüyordu. Delikanlı ve kızın arkadaşı yan yana geldiler. Kızarak söylenmeye başladı delikanlıya.
-Ya arkadaşım, bu kadar zamandır takip ediyorsun. Yavaşladık da… Neden yanımıza gelmiyorsun. Biz mi sana gelelim istedin? Kızların da bir gururu var yani. Bak işte küstü, gidiyor. Ne olacak şimdi?
-Ben sanmıştım ki…
-Yok! Sanma bir şey! Ona soruyorum; “Aranızda bir şey var mı?” diyorum; bana, “Salak mısın sen kızım?” diyor. Şimdi sana da soruyorum: Var mı bir şey?
-Yok! Ama…
-E be kardeşim madem yok neden bizi takiptesin? Amacın ne?
-Ben ona…
-Tamam tamam… Hadi gidelim öne. Ben de sanmıştım ki aşk var.
Delikanlı içinden “Cadaloz!” dedi bu kıza. Ve daha bir sürü şey söyledi. Ama yetiştiler diğer kızın da yanına.
-Hoş geldiiiiiin… Ne zamandır ardımızdasın neden gelmedin arkadaşım?
Delikanlıya sorarken gülümsüyordu. Oysa diğer kız küstüğünü söylemişti. Hiç de öyle görünmüyordu durum.
-Hoş buldum. Hani size bir laf gelsin istemedim. Görenler yanlış bir şey düşünmesin.
-Zaten mani olsa ben sana o gün “Beraber gidelim” demezdim değil mi? Öyle düşünme sakın. Benim arkadaşlarımı ailem tanır, bilir. Seni de tanıştıracağım.
Delikanlı rahatlamıştı. İçinden bir kez daha “Cadaloz!” dedi diğerine. Ve tabii daha bir sürü şey. Birden diğer kız atıldı:
-Aaaaa! Benim çocukluk arkadaşımı gördüm. Siz beraber oturun, ben oraya gidiyorum.
Delikanlı bu kez de o kıza; “Melekmişsin sen be! Aslansın aslan!” dedi içinden. Sonra oturup sohbete ve birbirini tanımaya başladılar. Daha iki dakika geçmemişti ki, delikanlıyı okulun öğretmenlerinden biri çağırdı. Delikanlı neye uğradığını bilmedi. Çünkü hoca çok öfkeli görünüyordu.
-Hocam geldim. Bir şey mi var?
-Sorguya mı çekeceksin beni ya?
-Ne haddime hocam? “Sakınca yoksa arkadaşım da gelebilir mi? Diye soracaktım. Ne görev verirseniz tabi yapacağım.
Öğretmen kıza doğru öfkeyle baktı. Ve kızgınlıkla delikanlıya döndü.
(On dördüncü bölümün sonu)
YORUMLAR
yine merakla, keyifle, beğeni ile okuduğum bir bölüm oldu
kutluyor, devamını merakla bekliyorum
saygılar, hürmetler hocam
Turgay COŞKUN
Kendimi iyi hissettiğim her an yazıyorum. Zormuş seri yazmak ve sorumlu olmak okurlara... :)
Selamlar...
yazıya geldiim,kafamı toplayamadım..gittim,işte şimdi yeniden geldim..yazıyı artık içimde yaşıyorum işte suskunyazar:)işte geldim gidiyoruum:)
şaka bi yana..ya erkekler sanki biraz peşin fikirliler..genelleme yanlıştır ama adı üstünde..genelde..kız önce cadalozdu,hemen melek oldu:)))
o yıllarda ne güzel seviye varmış..aşklar bile sahici..insan imrenmeden edemiyor..
kız bence daha önceden sabıkalı sanırım:) hadi bakalım hayırlısı...
saygılar suskunyazara..
Turgay COŞKUN
Yok şimdi.. :) Hemen feminen duygularla erkekleri karalamayalım :))))))) Orda delikanlı kendi iç dünyasına özeleştiri yapıyor. Çünkü az önce çakır dikeni gördüğü kız, anlayış gösterip, bahane uydurup gidince "melek" oluyor. Ama şunu da kabul etmek lazım ki; zaten adeta titreyerek kızın peşine düşen bir delikanlı o heyecanda başka ne düşünsün, ne yapsın :))
Şu ana kadar öyküden kızın sabıkasını okumadım.. Ama bakalım yazar ne yazacak bu konuda :)))))))
Saygılar...
Turgay COŞKUN
Saygılar...
...........................Üç saat kadar durakta bekledi. Bir de ne görsün? O kız ve yanında kız arkadaşı, bir alt duraktan, yaya olarak, stadyuma doğru yürümeye başlamışlardı. Delikanlı içinden “Offff”, “Pufff” çekse de kzılar gidiyordu. Yanındaki kızı da tanımıştı delikanlı uzaktan. İki kız da aynı sınıfta öğrencilerdi. Artık tek çaresi yetişene kadar çok hızlı, hatta koşarcasına yürümekti. Bu kez de terliyordu. Yepyeni giysiler ter kokacaktı. Kızın yanına oturduğunda ter kokusuyla anılmak da vardı. Daha sakin ama az hızlı yürümeye başladı. Öndeki iki kız ise belli ki yavaşlamışlardı........................
Ter kokmaktan korkuyor ve adımları nasıl atacağını tasarlıyor. Tabi kızın yanında sorun yaşamak da istemiyor fakat bu denli ayrıntılı düşünebilmek biraz da, kişilik özelliğinden olsa gerek. Analitik düşünme kabiliyeti gelişmiş insanlar, bir hedefe doğru yürürken başka ayrıntıları da aynı anda düşünebilirler.
Detayları gözden kaçırmadan yaşayan insanların beyni biraz daha fazla yorulur, diğerlerinden. Delikanlı için de çok kolay olmuyor tabi, her bir ayrıntının üzrinde titizlikle durmak.
.........................Delikanlı arkada, kızlar önde yedi yüz metre civarı yürüdüler. Kızlar hiç dönüp arkalarına bakmamışlardı. Delikanlı artık on metre geriden takip ediyordu. Yanlarına gitse belki kızabilirdi o kız. Hiç bilmiyordu ki. “Allahım bana yardım et!” dedi içinden. Stadyum da görünmüştü işte. Boşa gidiyordu her şey. Kızla buluşamıyordu.............................
Sabırla yürüyorlar. Yanlarına gitse belki kız, kızabilir diye düşünüyor. Tamamen kafasında her türlü senaryoyu yazıp, ihtimaller üzerinde durmaktan karar veremiyor. Bazı karakterde ki nsanlar çok fazla düşünmeden harekete geçer. Hedefine ulaşamasa da çok üstünde durmaz, başka hedefe yönelir. Delikanlının karakterinde ki insanlar her ayrıntıyı düşünür, harekete geçmek için. Mantıkla alınan kararlarda çok zorlanmasalar da, duygusal kararlarda zorlanabilir. Sözkonusu karar, yüreğin attığı yerleri ilgilendirdiği için kırk kez düşünebilir. Karamsarlık... O kadar çok istiyor ki kızla arkadaşlık kurabilmeyi, yolunda gitmeyen şeyler olduğunda karamsarlığa kapılabiliyor. Duygusallık çok yoğun.
............................-Ya arkadaşım, bu kadar zamandır takip ediyorsun. Yavaşladık da… Neden yanımıza gelmiyorsun. Biz mi sana gelelim istedin? Kızların da bir gururu var yani. Bak işte küstü, gidiyor. Ne olacak şimdi?..............................................
Mantıklı bir soru aslında, "yavaşladık neden yanımıza gelmedin". Soruyu soran kız haklı, yavaşlamış kızlar. Yavaşladıkları halde yanlarına gelememiş. Kızlar kendilerince delikanlıya doğru bir adım atmış. Haklı bir tepki veriyor kız ama, nereden bilebilir delikanlının o an ki ruh halini.
-Yok! Ama…
Amanın devamını merak etmiyor kız. Sorgulamıyor delikanlıyı.
...............-Hoş geldiiiiiin… Ne zamandır ardımızdasın neden gelmedin arkadaşım?......................
Delikanlının hoşlandığı kız, güzel karşılıyor delikanlıyı. Çok da açık sözlü davranarak neden gelmediğini soruyor yanlarına. Yapıcı bir yaklaşım gösterip açıkyürekli davranması kızın, iyi yetişmiş bir kız oldğunu hissettirdi bana. Çok okumasının da faydası olmuştur tabi ki , kendisini iyi bir şekilde ifade edebilmesinde.
...............-Hoş buldum. Hani size bir laf gelsin istemedim. Görenler yanlış bir şey düşünmesin.
-Zaten mani olsa ben sana o gün “Beraber gidelim” demezdim değil mi? Öyle düşünme sakın. Benim arkadaşlarımı ailem tanır, bilir. Seni de tanıştıracağım...........................
Kızın yetiştiği aile belli ki çok bilinçli. Kızlarına güveniyor ve o güveni kıza da aşılamışlar. Bu cümleler, bir kız çocuğu için çok önemli cümleler. Ailem tanır arkadaşlarımı, seni de tanıştıracağım. Bu tarz bir açıklama, hem arkadaş olmalarının çok olağan bir durum olduğunu hem de ailesi ile rahatlıkla tanıştırabileceğini gösteriyor. Çocuklarına ve kişiliklerine önem veren çağdaş insanların yaklaşımıdır bu yaklaşım ve o çoğun birey olma yolunda ki en önemli yapı taşlarından birisidir.
Delikanlının hoşlandığı kızın, kız arkadaşı ile ilgili duygu durumunda ki değişimler çok güldürdü beni.
...........................Delikanlı bu kez de o kıza; “Melekmişsin sen be! Aslansın aslan!” dedi içinden. Sonra oturup sohbete ve birbirini tanımaya başladılar. Daha iki dakika geçmemişti ki, delikanlıyı okulun öğretmenlerinden biri çağırdı. Delikanlı neye uğradığını bilmedi. Çünkü hoca çok öfkeli görünüyordu. ................................
Hoşlandığı kızın, kız arkadaşı melek gibi gözüküyor bir anda gözüne. Gidiyor ya, onları başbaşa bırakıp. Sohbet başlamış, tanışma da. O kadar duygu karmaşası yaşayıp tam sohbete başlamışken hoca sesleniyor. Başından beri anlatılan her zorluk kıza ulaşma yolunda, kızı daha da anlamlı ve değerli hale getiriyor. Kızın karakterini yavaş yavaş çözmeye başladım. Aşk için bilemem ama arkadaşlık için ideal bir seçim olmuş. Kişilikli ve aklı başında bir kız. Bakalım ilerleyen zamanlarda aşk hangi renklere bürünecek.
Yazıyı okurken ve kendi kendime birşeyler yazarken buraya geçmişe dönüyorum ben de ister istemez. İlk aşkı insanın, en masum zamanların taze renkleriyle tanışması gibidir. Aşk kokulu duyguları ilk hissettiği kişi de duygu dolu ve kişilikli biriyse eğer yaşanan aşk hali de çok benzersiz ve mana dolu oluyor.
Aşk herkese uğrar da aynı şekilde uğramaz bence. Özel insanlar vardır bu dünyada, duruşuyla tavrıyla, konuşmasıyla, yazmasıyla, kişiliğiyle, hayatı anlamlandırmasıyla çok farklıdır diğerlerinden. Öyle birine denk gelmişse bir insanın duyguları, yaşanan süreçte hem gelişir hem de büyür her ikisi de. Yıpratmaz, aksine katarlar birbirlerine. Sık rastlanmayan bu tarz aşklar, kitapların en güzel misafirleridir. Okumaya da doyum olmaz, hayalini kurmaya da .
Yine uzun yazdım farkındayım, sanırım yazma ihtiyacımı sizin güzel yazınızın gölgesinde gideriyorum.
Saygılarımla.
hayal deniziii tarafından 9/28/2012 9:17:07 PM zamanında düzenlenmiştir.
Turgay COŞKUN
Kişilik tahlillerini de güzel yapmaktasınız. Örneğin kızın, delikanlının, diğerlerinin çok güzel kritiğini yapmışsınız.
Yazma ihtiyacınızı burada giderebilirsiniz tabiii. çok sevinirim.
Saygılar...
hayal deniziii
Çalışmak, çalışmak, öğrenmek şart tabi. Tahlillerde ki titizlikten ziyade benim de ayrıntıları kaçırmayan bir karakter olmamdan kaynaklanıyor olabilir. Detayları görürüm, bazen görmek istemem günlük yaşamda ama inadına görür, gönül gözüm. İnsanı yoran bir şey ayrıntılar fakat yazı yazarken işime yarayacak demek ki sizin sözylediklerinizden anladığım kadarıyla.
Yazıya hakkını vererek yazan yazarların satırlarında dolaştıkça farkında olmadan öğreneceğimden şüphem yok.
çok keyifli bir bölümdü, yazmıyorsunuz da adeta yaşatıyorsunuz sanki o anları...ama hep en önemli yerlerinde kesiyorsunuz:( haftalık yerli dizileri iple çekerdim eskiden, şimdi sizin yazınızı dört gözle bekliyorum...emeğinize, usta kaleminize sağlık...çok güzeldi...selamlarımla...
Turgay COŞKUN
Heyecanlı yerde kesmeyi nasıl yaptığımı bilmediğimi itiraf etsem belki de inanmazsınız. Çünkü ilk seri öyküm ve herşey kendiliğinden gelişiyor...
Teşekkür ediyorum değerli yorumunuza. Onur verdiniz efendim...
Saygılar...
Turgay COŞKUN
Saygılar, selamlar...
zzeynepp
Turgay COŞKUN
Turgay COŞKUN
Çünkü hissettikleri ona yavaş yavaş oluyor... Belki bu ilerdeki hayatına bir hazırlıktır... Kimbilir?
Çok güzeldi yorumun.. :)))
Teşekkürler ediyorum...
Sevgiler, selamlar.. :)
Samimi, sıcacık, yalın duyguları yüreğinizden kaleme dökmenizi çok beğendim.Başarılar diliyorum.
Turgay COŞKUN
Saygılar, selamlar...
Konunun icerisindeki gecislerin guzelligi ve ayrintilarin anlatim estetikligi hayli guzel ve takip ettiren nitelikte..
Kaleminiz guzel yaziyor vesselam..
Ilk kez bu sitede boyle uzunca, arkasi bir sonra ki yazida dedirttiren bir yaziyi, hikayeyi ve hatta sanki birisinin kaleminden kendi hayatini anlatir gibi can havliyle okuyorum...
Tesekkur ve tebriklerimle...
Turgay COŞKUN
Ve diğer sözleriniz... "lk kez bu sitede boyle uzunca, arkasi bir sonra ki yazida dedirttiren bir yaziyi, hikayeyi ve hatta sanki birisinin kaleminden kendi hayatini anlatir gibi can havliyle okuyorum..."
Bunlar bana büyük onur verdi...
Saygılarımı sunuyorum...
Gençlerde olan o edep ve çekingenlik, hassasiyet kocaman bir ahh çektirdi.
Nereden nereye, şimdi lise öğrencilerimiz yanımızdan geçerken kulağımıza çalınanlar ne denli farklı!
Takipteyim, saygılarımla.
Turgay COŞKUN
Teşekkürler güzel yoruma...
Saygılar...
İnsanlarda o zamanlarda ne güzel saf yürek vardı ,her şey de dikkatli olunurdu saygılı , muhabbet ve merhamet daha çoktu ...
Saygımla tebrikler...
Turgay COŞKUN
Teşekkürler güzel yoruma...
Saygılar...
Turgay Bey değerli hemşehrim, güzel yazılarınızı mümkün olduğunca okumaya çalışıyorum, fakat bu aralar malumunuz okul idareciliği de yapmış biri olarak bilirsiniz ki yoğunluk çok nfazla. Hepsini tam olarak okuyamasam da, okuduğum bu bölümde, içten , etkili bir yazın dilinin kullanıldığını, olayların oluş ve akış sıralarının çok iyi etüt edilerek dillendirildiğini,yazım ve noktalama kurallarına son derece titizlikle uyduğunuzu görüyorum. Satır aralarında verdiğiniz yardımlaşma, sevgi ve saygı bildiren eylem ve anektotlar hoş mesajlar içeriyor inanınız...Kızın medeni cesaretine hayran olmamak ne mümkün...
Serinin devamını merakla bekliyoruz sayın hocam, emeklerinize sağlık diyorum.
İnşallah bir roman veya hikâye olarak da eserinizi okumak nasip olsun...
Selâm ve saygılarımla...
Turgay COŞKUN
Övgülerinizi inşallah hak ediyordur öykülerim...
O yılları aktarmaya çabalıyorum... gençlik hareketleri, kışkırtmalar, aşkların hangi imkanlarla sürdürüldüğü, buluşmaların zorluğu....
Dilekleriniz inşallah olur Mevlüt Bey...
Saygılar... Selamlar...
Geçen bölümde arabada kalmıştıkya...
Ben ne entrikalar kurmuşumtum kafamda, hepsi fos çıktı. Yazık oldu benim seneryolara:)))))
Neyse sizinki daha güzelmiş sorun çıkmadı. Sevgiye, aşka olan saygıyı ne güzel işliyorsunuz hocam. Öğretmenimizde çok sinirli neden acaba:))))
Seneryo yazsam mı yazmasam mı?
Emeğinize sağlık hocam. Saygılarımla...
Turgay COŞKUN
Teşekkürler güzel yoruma...
Saygılar...