Mühür Kitaplığı

Yakılacak kadınım ben Günlerin hesabını Yazmam hiçbir taşa Görünmem puslu aynanızda Delinmiş yüreğim tek şahittir Kör bir kurşunla vurulduğuma Ama ölmediğime ölümsüzlüğüm İyi bilinir er kişilerce  »»

İşgal altında bir kent… Yorgun, umutsuz bir halk… Fırsattan istifade etmeye çalışan çeteler, hainler… Sultan Vahidettin'in Ali Cânib'e verdiği özel görev; kurbanlarının arasında Sultanın eşinin kardeşinin de bulunduğu, cinayetleri işleyen ya da işleyenleri bulmak…Sıkı bir Kuva-yi Milliye'ci olan Ali Cânib'in görevi ve vatan sevgisi arasındaki çıkmazı… Anadolu'ya göçmenin yollarını arayan Ali Cânib..»»

"Son yılların adından söz ettiren genç şairlerinden Hıdır Işık, pastoral bir şölene evirdiği şiirleriyle, dipsiz sarnıçlarda, saklı orman göllerinde, kem dilli rüyalarda, zamanla yaşıt yaralarda, gül kokan akşamlarda, unutulmuş çarşılarda, çaresizliğin çarmıhı kentlerde, dijital çağın algı bulanıklığında dolaşıyor; ışığı heceleyerek bulduğu yaşam büyüsünü çocukların gamzeleriyle eşitliyor; gökyüzü..»»

Seni bir menzile mi uğurlamıştımDağların kuytularına kaçakRüzgârlarına binici yazılacağın!Sanki bir yoklukSenin öbür adın yarın gibi»»

Susmamak için yazıyoruz kimi zaman susarak incinir ağrılarımız. Her şeye alışıyor insan. Ağrılarına alışıyor. Hem ağrılara alışmak değil mi yaşam? Güler yüzlü tüccarlar gibi karşılaşıyoruz zamanla. Hoş geldin ağrım… Benim öz evladım. Konuşur mu insan ağrısıyla demeyin. Ya da ne derseniz deyin. Dünya tam da ağrıyan yerinde durur. Bir kadın esmer bir ağrıyla, konuşur da konuşur.  »»

Geçen birkaç ayak uçan kuş-yaprakKorkarım geceden daha zor hiç bilmezdimArtar hep artar hiç dinmeyen büyük özlemimSilik dumanlar sonra kentler güzel evlerBenim olan bana uzak olan daha nelerYetmez ölü gücüm acır daha acır tenimKorkarım geceden bir daha öldüren sessiz.»»

‘İnsanlar tek tek ele alındıklarında çözülmesi mümkün olmayan birer bulmacadırlar; ama bir aray gelmeye başladıklarında matematiksel bir kesinliğe dönüşürler. Mesela herhangi bir insanın ne yapacağını asla önceden tahmin edemezsiniz; ama belli bir sayıdaki insanın neyin peşinde olduğunu kestirmek çok kolaydır.’»»

Düğümlendim bedenin esrarına, Hattatlara yazdırdım hatalarımı, Bir hamak içinde salınırken dünya.  »»

"Taşın tozu, ekmeğin küfü, suyun nemi kaldı,İlk yıkamada çeken yaşamımdan geriyeSıkan bel, yapışan kumaş, ilikleyemediğim düğme…Dar eliyor artık Tanrı'nın diktiği elbise."»»