Hayat tramvay gibidir... Tam yer bulmuş, oturacakken bir de bakmışsın son durağa gelmişsin. Camillo Sbarbaro [Paylaş]
E-mail: Şifre: Facebook ile bağlan Üye ol | Şifremi Unuttum
Türkiye Şiir Platformu
ANASAYFA ŞİİRLER Edebiyat Defteri YAZILAR Edebiyat Defteri FORUM Edebiyat Defteri ETKİNLİKLER Edebiyat Defteri NEDİR? Edebiyat Defteri Kitap KİTAP  Edebiyat Defteri Tv TİVİ Edebiyat Defteri Sesli Şiirler MÜZİK Edebiyat Defteri BLOG Edebiyat Defteri Atölyeler ATÖLYE  Edebiyat Defteri BİCÜMLE Edebiyat Defteri ARAMA Edebiyat Defteri İLETİŞİM



Kitap Ara:
Kitap Kişi
İletişim Yayıncılık

İletişim Yayıncılık

• İletişim Yayıncılık Kitapları | • İletişim Yayıncılık İletişim Bilgileri | • İletişim Yayıncılık Hakkında Bilgi
Sitemizde İletişim Yayıncılık isimli yayınevine ait Toplam 275 kitap bulunuyor.
Francesca SimonTony Ross (İllüstrasyon)

İletişim Yayıncılık

Boncuk her gün aynı yemekleri yemekten sıkılıyor. Hep balık, hep sosis, hep ciğer ezmesi... Sonunda hayalindeki yemeği bulmak için yola düşüyor. (Tanıtım Bülteninden) »»
Mustafa Çiftçi

İletişim Yayıncılık

Handan bakındı bakındı, ***Yumurta alayım,*** dedi. ***Ama az olsun. Taze olsun,*** dedi. ***Nasıl olsa burayı öğrendim. Gelir taze taze alırım,*** dedi. Sen gel tabii. Senin gelmediğin dükkânın ben anasını satarım. Sen gel tabii. Senin almadığın yumurtayı ben yere çalarım. Sen gel tabii, ben tüm Yozgat'ı bırakır tüm malı sana saklarım sultanım, diyemedim. ***Her zaman,*** dedim. ***Her zama..»»
Ercan Kesal

İletişim Yayıncılık

“Bi bardak çay koy sen. Yavaş yavaş anlatırım...” Bozkırda kış kıyamet,gece yarısı Ankara yolu, gece yarısı köy yolu… Uygunsuz bir zamanda edebiyat sofrasından kaldırılan genç bir hekimin çilesi… Tavada pişen sucuk dilimleri… Ercan Kesal, bozkırdan gelip bozkıra dönen bir hikâye anlatıyor, neşeli, koşturan bir şiir dizesi. Behnan Shabbir, düzlüğü, tuhaflığı, manzarayı r..»»
Burcu Şentürk

İletişim Yayıncılık

***Kapılarını çalayım, böyle bir derdim var diyeyim, annesi babası beni alıp yemek yedirir. O da gelse aynı şekilde. O benim Alevi olduğumu bilir, ben onun Sünni olduğunu. (…) Yol yoksa onun da yok, benim de yok. O çocuklarla biz beraber büyüdük.*** ***Bu çamuru onlar da çiğnedi, biz de. Bizim evimiz yıkılınca onlar sevinmedi ya da onların evine bir zarar gelince biz sevinmedik. Cenazemiz varsa on..»»
Mihayl Afanasyeviç Bulgakov

İletişim Yayıncılık

Stalinizmin en karanlık günlerinde kaleme alınmış Usta ile Margarita, sihirbaz kılığında 1930’lar Moskovası’na gelen şeytanın şehri birkaç gün içinde sersem etmesini, rejimin ardındaki korkaklık ve ikiyüzlülüğü ortaya çıkarmasını anlatıyor.   Sihirbaz Woland kılığındaki şeytan, refakatçileriyle birlikte Moskova’nın üzerine bir kâbus gibi çöker. İsa’yı ölüme gönderen Po..»»
Ethem Baran

İletişim Yayıncılık

“Özellikle yolda yürürken, dışarıdayken olurdu; beni birilerinin izlediğini, gölgemmiş gibi benimle birlikte yürüdüğünü ama her nedense yukarılardan bir yerlerden beni gördüğünü düşünürdüm. Hareketlerime dikkat ederdim. Oyuna dalarsam unuturdum; bazen de günlerce aklıma gelmezdi izlendiğim.” Ethem Baran gündelik hayattan yalın kesitler aktarmadaki, herhangi bir insanın ..»»
Oylum Yılmaz

İletişim Yayıncılık

“Kötü dediler bana, kötü kötü kötü... İçimde nasıl bir prenses vardı oysa, böyle saçları sırma, gözleri menekşeli, kıpır kıpır kirpikleri kaşlarına değen, danteller işleyen dünyaya, tertemiz sarayı, mutfağında kaynayan hep bir tencere çorba, bahçesinde ayrık otlarından eser yok, şebboylar, şakayıklar, leylaklar, en kötü ihtimalle cam güzelleri, işinde gücünde, kendi hali..»»
Cemil Koçak

İletişim Yayıncılık

Türkiye’de tek-parti rejiminin sona ermesi, genellikle demokrasiye ya da çok-partili hayata geçiş dönemi olarak adlandırılır. Cemil Koçak, “Türkiye’de İki Partili Siyâsî Sistemin Kuruluş Yılları (1945-1950)” adlı kitap dizisinde, yerleşik sayılan tarihsel kabulleri tartışmaya açıyor ve bu adlandırmayı sorguluyor. Rejimin değişmesi, fakat dönüşememesi, bu sürecin temel öz..»»
Roberto Esposito

İletişim Yayıncılık

Arka Kapak Yazısı     “Topluluğun özneleri, tıpkı ‘bana borçlusun’ değil de ‘sana borçluyum’ dediklerinde olduğu gibi ‘bir yükümlülük’ etrafında birleşirler. Bu onları kendi kendilerinin mutlak efendileri olmaktan çıkaran; ya da daha doğrusu en asli mülkiyetlerini, yani öznelliklerini (kısmi ya da bütünüyle) kamulaştıran şeydir. (…) Toplulukta özneler bir özdeşleşme ..»»
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
Kapat Çerez Politikamız