25.11.2024 23:29:34
Dara çekilmiş gönlümün taraçasında,
yanık izleri!
kıskançlığı, kader olurmuş bazen insana
Sevmek, ahh sevmek
Sabun kokulu çeyizlerde nazenin
hevesler…
Namlu ucu, geri dönüş hikayeleri
Hiç kabahati olmasa da lanetlidir ayrılık
türküleri.
Oysa; o kadar basit ki vedalaşmak
mekanı cennet olsun!
Melek olabilseydim keşke
göçmen kuşlara, son dileğini
sorabilseydim
Haydi annem derken
başı kırmızı kurdelalı anne olmuşum
ilk defa bu kadar üşümüş
ilk defa bu kadar farkına varmıştım
büyümüşlüğümün
Şimdi,
Metruk kentler de kaybolan, çocukluğumun peşindeyim
Ağlarsa avutamam onu dediğim
Bir çocuk parkında oyun oynadım çocuğumca, çocukluğumla
Gögüslerim-den ak süt sağdım kara
gecelere
Ateşini ölçtüm geride kalmış yıllarımın
Keşke, sen çocuksun diyebilseydi
arkamdan bir ses
Kolay değil bu kadar tanrı tanımaz olmak
Puşt sıfatlı insanlar ile dolu olmuşsa yaşamak, sizin olsun kahpe yatağı hayat.
üç meme ağzı saçtım sütlerimi
cüzdanına tükürdüğüm bir dünya olmuşsa
yaşamak
Hala niye çok görülür
yuvasından, düşmüş bir serçeye
ağlamam
Velhasıl; öyle yorgun, öyle durgunum ki...
yırttığım geceleri örtüyorum üstüme
Ama biliyorum,
sancılı bir düşten uyanıp
kurutulmuş papatya'lardan taç yapacağım saçlarıma
Adım melek olmasada.
Bir gün hayatınızın değil
hayatımın kadını olacağım!..
#hüzünlükent