3.3.2018 00:03:15
Neden meclup gezer, gördüğün insan
Belkide gönlünde, yarası vardır
Kim bilir derdine, yetmez bir lisan
*** Onunda bir kaşı, karası vardır
*** Belkide gönlünde, yarası vardır
Seven yürek, göze alır, hapisi
Farklı farklı imiş, aşkın yapısı
Açılmaz garibin, sabır kapısı
*** Her şeyin mutlaka, sırası vardır
*** Belkide gönlünde, yarası vardır
Sunmamışsa aşkı, canan şerbette
Ummadığı sözü, söyler narbatta
Kendisi sıla da, yâri gurbette
*** İki gönlün bile, arası vardır
*** Belkide gönlünde, yarası vardır
O çok mütavazi, olmaz hiç kebir
Anlatamaz onu, ne söz ne tabir
Duvara yumruklar inerken bir bir
*** Aklına yar gelse, nârası vardır
*** Belkide gönlünde, yarası vardır
Ne giyim ne kuşam, umrunda olmaz
Gözleri hep ağlar, bir günde gülmez
Onun sevdiğinin, yeri hiç dolmaz
*** Haksızlığa karşı, durası vardır
*** Belkide gönlünde, yarası vardır
Belki sevdiğinin, ahı tutmuştur
Ayrılığın, acısını, tatmıştır
Suçlu kendisidir, kabul etmiştir
*** Başını taşlara, vurası vardır
*** Belkide gönlünde, yarası vardır
Saç sakal karışmış, gözleri çökmüş
Elbiseler yırtık, biraz da kokmuş
Lüzumsuz felekte hiç insaf yokmuş
*** Ölmeden sevdiğin, göresi vardır
*** Belkide gönlünde, yarası vardır
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
ETEK YAZILŞARI
MECLUP: Tutkun, aşkı yüzünden aklını yitiren, deli
NARBAT: 1. Kaba, sözünü bilmeyen. 2. Eli işe yatmayan.
NÂRA: Haykırma, bağırma, sarhoş nidası
FELEK: 1. Gök, gökyüzü, sema. 2. Dünya, âlem. 3. Talih, baht, şans