28.9.2017 16:01:42
Sen Su Yeşilini içtinmi hiç,
Avuca dolan?
Sen Pınar Sesini Ruhuna sindirdinmi hiç,
Göz kamaştıran?
Sen Yaprak Mavisini gördünmü hiç,
şeffafı olan?
Sen Bulut Çisesinde yuğup-yıkandınmı hiç,
beyaza kaçan?
Sen Güneş Işığını tatdınmı hiç,
Reçine kokan?
Sen Oksijenin Temiz Hava Çığlığını duydunmu hiç,
Damağını yırtan?
Sen Şırıltı Sıvısının akışına doydunmu hiç,
Ruhunu saran?
İncirin Acısını,
Zeytinin yaslı Bakışını,
Suyun Siyanüre Kaçışını,
Posa Belasının İltehaplı Akışını,
Ölümün İda'ya Ağıt yakışını,
Toprağın Zehirli Yarasını,
Acı Suyun Tuzlu Karasını,
Altın Belasını hele,
tatdınmı bre!
Altın arıttıın yetmedi Siyanürle;
"- Termik Santıral ile Enerji üreteceğim!" diye
Homer'in 1001 Pınarlı Cennet İda'sını şimdi de,
Cehenneme çevirmek niye?
Hergele!
[ italik ]" Yine(*)
Peş-Keş'çilerin
Pamuk Elleri Cebinde,
Gözleri sene İda.
Ama bu Elleri kırmaya
"1001 Pınarlı Cennet Odağı"
Kaz Dağları,
az kaldı."[ /italik ]
(*) İDA'NIN ONURUNA (12) Şiirinden.