Suriye’yim ben !!!
Baştan başa ceset kokan,
Ülkesiyim dünyanın
Hani yürekleri yangın yeri,
Sürgün yemiş evlatların gözü yaşlı ana’sı
Parçalanmış bedenleri kucaklayan,
Anaların babasıyım ben.

Ben suriye’yim!!!
Medeniyet denilen yalanın yıkıldığı
Merhametin beşiklerde yakıldığı diyarım
İnsanlığın fersah fersah ölüm kustuğu
Suriye’yim ben! bütün dünyanın sustuğu

İşgalin, yağmanın, savaş’ın utanç beldesi!!!
Buz kesmiş evlatlarım caddelerimde...
...boylu boyun uzanmışlar sokaklarıma...
Neden ışıkları söndü şehirlerimin ?
Neden yükseliyor bu toz, bu duman ?
Şark’ın yusufcuklarını, kim kurtaracak ?
Garbın aç kalmış bu alçak kurtlarından...

Suriye’yim ben!
Bir namaz kıyamında vuruldularbeni
Rukusuz secdeye uzandı başım
Var edenin evinde, Yok edenler var
Bundandır bu kaygı, bundan telaşım

Ben suriye’yim
Mısırda zındanlara atılan benim
Irak’ta hayattan kopartılan
Filistin’de, üç kuruşa satılan benim

Arakan’da başından vurulan
Mianmarda ateşlerde kavrulan
Libya’da horlanan,
Yemende savrulan benim...

Dili tutulmuş bu dünyanın
Gözü kör kulağı sağır
Fiğan etsem kimse duymaz
Ses ağır, nefes ağır


Usul usul can veriyorum
Zulmün defterine benide yazın
Ben suriye’yim
Kızıla boyanmış kundakların beşiği
O son kalenin, Türkiye’nin eşiğiyim...


Ben suriye’yim
Mazlumun ahı
Zalimin günahıyım...

Bir gün elbet döneceğim
Satılmış kalemlerin kırıldığını göreceğim
Sukutun bedelini,
Sırt dönmenin diyetini ödeteceğim

İsyanlarla,
İnsanlarla döneceğim yeniden
O çok satan gazetelerinizde manşet olcağım beklide
Terörist diye anacak, andıkca kınayacaksınız.

Suriye’yim ben !!!
Unutmadım, utanmadım, korkmadım
Beni öldürerek getirdiğiniz medeniyeti
Bir gün size iade edeceğim
Unutmayın, utanmayın, korkmayın

Katilin hakim, maktülün mahkum olduğu,
Bize kalmayan bu dünya
Size de kalmayacak
Ödeyeceksiniz bedelini zulmünüzün
O gün hatırlayın beni:
Ben, suriye’yim
İnsanlığın göz yumduğu, o büyük kabristanım...

İdris Telli