5
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1273
Okunma

Söyle bana ayna;
İlk baktığım seni keşfettiğim gün
Ve bu günkü bakışlarımı anlat bana
Öyle anlat ki yalan riya olmasın sözünde
Sakın ola kıvırmaya kalkma
Sana baktığım ilk gün ve bu gün arasında
Ne kadar derin bir fark var
Sen hep aynı kaldın
Hep asılı kaldın duvarda
Ve sana gelen hep ben oldum
Sen hiç tenezül edipte gelmedin
Dök şimdi beni gördüğün andan bu yana
Ne varsa bana dair sakladıkların
Ve ayana dile gelir;
Kırılmaca darılmaca yok
Tamam, tamam sen anlat ben sana kırılmam
Daha çocuktun beni ilk eline aldığında
Aslında kendini bende gördüğünde ürktün
Sonra her kes gibi kendini bende görmeye alıştın
Ve he r ne hikmetse sende tıpkı diğerleri gibi
Sık, sık beni ziyarete geldin
Ama çelimsiz ve hiçte yakışıklı değildin
Kendini dev bir aynada görür gibiydin
Benim en yakışıklı diye mırıldanırdın bana
Bazen güler bazen de acırdım haline
Ama bildiğim bir şey vardı mutluydun
Huzurla bakıyordun nede olsa çocuktun
Zaman su misali akıp gitmeye başladı
Ben hep aynı dururken
Sen değişmeye başladın büyüdün
Ve benimle olan diyalogun daha da artmaya başlamıştı
Ve sendeki değişimleri fark etmeye başladım
Nihayetinde on sekiz yaşına girmiş
Hayata tekme atacak kadar kendini güçlü his ediyordun
Sonra bir gün aşk denilen ilet ile karşılaştın
İşte o an ipler kopmuş sevinçli yüzün hüzünle boğulmuştu
Gülen gencin yerine hüzün yüklenmiş biri vardı
Sen farkına varmadan beni ıslatıyordun
Keder vardı gözlerinin derinliğinde
Çaresizlik vardı
Çocuksu bakışların değişmiş hayata küskünlüğün başlamıştı
Sana ne oldu ne bitti diye sormama gerek yoktu
Sen zaten anlatıyordun bana her şeyi
Bazen neşe bazen kederle
Ama o gün senin miyadın olmuştu çünkü aşık olmuştun
Gözlerinden dökülen her damlaya şahit idim
Fakat elimden bir şey gelmiyordu
Konuş ayna söyle bana aşkın dermanı var mı
Diye haykırdığını duyar gibiyim halen
Seslenişin hiç gitmedi benden
Ama ben çaresiz ve sessizdim
Çünkü ben senin her gün baktığın aynaydım
Sonra bir gün mutlu olarak geldin
On sekiz yaşın acılarınla geride kamıştı
İçerindeki haykırmaya hazır kelimler döküldü dilinden
Aşıktın yeniden
Aşkı yeniden şerbet niyetine içmiştin
Mutluluk senin ayaklarını yerden kesmişti
Ben o gün çok mutlu oldum seni öyle görümce
Sabahları saçlarını tararken
Üstüne başına çekidüzen verdiğin anlarda
Mutluluğunu gözlerinden okuyordum
Sonra ne oldu bilmiyorum yine bana hüzünle geldin
Bu sefer gözlerde yaş yoktu ama duvarlara vurduğun yumrukların vardı
Ve bana küs olmaya başladın
Uzunca bir vakit bana bakmadın eline dahi almadın
Bir ara sakallarını taramak için karşıma geçtin
O yakışıklı gitmişti
Yerine sanki yaşlı bir adam gelmişti
Yıpranmış çökmüş ve yüzünde feleğin ince hatları çizgileri vardı
Biliyorum dua etmem gerekirdi senin için ama
Benim dualarım kabul olmaz ki
Sen ağladın sakalların ıslandı
Ben ıslandım
Bir müddet yine küs kaldın bana bu sefer
Üzerinde damatlığınla geçtin karşıma
Gözlerimi senden alamadım
Yakışıklı bakımlı fidan boyluydun
Ama yinede yüreğinin bir yerindeki sancın yüzüne yansımıştı
Korktum sormaya gerçi sorsam da duymazdın beni
Mutluluğunu görmek beni mutlu ediyordu
Aradan zaman su misali akıp gitti
Artık tam bir adam olmuş saça sakala aklarını karıştırmıştın
Evliliğinin yıllarını bitirmiş
Hüznün yuvasına adım atıyordun
Bırak bana küs kalmayı
Dünyaya küstün artık
Dilinden kelimeler dökülmez benimde yüzüme bakmaz olmuştun
Üç goncan vardı her biri birbirinden güzel
Hayata bağlanma sebebin onlardı biliyorum
Varın yok un onlar olmuştu yoksa sen
Bırak bana küsmeyi hayata küsecektin
Vakit vakitleri kovaladı hayat seni feleğin çarkından dışarı attı
Ve sen benim yüzüme yılarca bakmadın
Çünkü alınmıştı yüreğinden tüm sevinçlerin
Çünkü hayata bağlanma nedenlerin artık yoktu
Dört duvar arasında sıkışıp kaldın
Ben ise halen o duvarda asılı duruyordum
Bana bakmanı içini o çocukken döktüğün
Gibi dökmeni isterdim
Ama sen beni hiç hatırlamadın
Ben ise senin çocukluğundan bu yana sırdaşın idim
Ve bir gün saçın sakalın bir birine karışmış halde
Yeniden karşımdaydın
Gözlerinin içi gülüyordu bunu fark ettim
Ne kadar özlemiştim seni böyle görmeyi
İşte hayata yeniden bağlanmak için bir sebebin var demiştim
Sen ise artık bu rehavetten kurtulmanın zamanı geldi demiştin
Mırıldandın kendi kendine
Sen mutluydun bende mutlu olmuştum
Ayna yeter artık anlatma tamam dur burada yeter
Yo bana söz verdin bana dokunma kesme benim sözlerimi
Sonra biri vardı o seni hayata bağlamıştı
Bana bakışların değişti
Her gün karşıma geçip süslenmeye başladın
Ve o dört duvarın arasındaki sessizliğin
Bozulmuştu seviyorum diye sesler geliyordu kulağıma
Gün geçtikçe daha bir kendine geliyor hayata bağlanıyordun
Bu dünyaya haykırıyordun ben varım ben yıkılmadım diye
Zaman köprü altından giden su misali akıp gitti
Ve yine sen hüzünle efkarla karşıma geçtin
Sesiz sakin durmadın benim tam yüreğime indi yumruğun
Kırılmıştın beni de kırdın
Gözlerinden yaşlar sel olmaya başlamıştı
Seni öyle görmeye alışıktım aslında ama
Bu kadarını beklemiyordum
Yıkılmış beyhude haldeydin
Kes ayana yeter artık konuşma
Bundan sonrasını kaldırmaz yüreğimi
Sus ne olur sus yeter
Sus ayna sus
Bırak beni benle kalayım
Sen aldırma benim aklanmış saçıma sakalıma
Yüzüme düşen kader elem keder çizgilerini boş ver
Bak işte o ufak çocuk büyüdü kocaman bir adam oldu
Oldu olmasına amma
O çocukken olan dertlerine dert ekleyerek
Büyüdü
Sus ayna sus yeter içim yandı yüreğim yandı
Sonra, sonra belki bir gün
Sana yine gelirim
Sen anlatırsın ben dinlerim…
5.0
100% (12)