24
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
2222
Okunma

Hey gidi geçen yıllar, akıp giden şu ömür
Hüzünlerim depreşti, kırk yıl önceye vardık
Tap taze fidanlardık, saçımız sanki kömür
Bunca yıl kederleri, düşe, hayale sardık.
Ne güzeldi o yıllar, gönle inerdi gözler
En büyük varlık idi, gülümseyen o yüzler
Senetten de makbuldü, dosta verilen sözler
Yıllar geçti su gibi, hüznü kedere kardık.
Şükür ile çoğaldı, ekmeğimiz aşımız
Eğilmedik namerde, göğe erdi başımız
Yâr’e, yârene aktı, gözümüzden yaşımız
Dost bağından armağan, hastaya gelen nardık.
Çocukluktan bu güne, memleket şiarımız
Başımızdan yüceydi, namusumuz ar’ımız
Sevgiyle yürümekti, dünyada ki kârımız
Hasretliğin narına, gönle düşen bir korduk.
Mührümüz vurulmuştu, asır denen çağlara
Çıkardık kardeş gibi, üzüm veren bağlara
Başımız göklerdeydi, bakar iken dağlara
Dost başımız üstünde, kadir bilmeze zorduk.
Mukadderattan bildik ayrılığın yelini
Yakıp göklere attık, kin, nefretin külünü
Zikrederken dillerde yar Emrah’ın dilini
Sessiz sessiz inleyen, gönülde ahuzardık.
Hayal meyal aklımda, gençliğimin yılları
Sazlarda manalıydı, aşıkların dilleri
Unutur mu bu gönül, yare varan yolları
Yaz gününde temmuzda, gönle yağan bir kardık.
En güzel anılarla, yâd edilir her köşe
Sılaya hasretlikten, meyledilir her düşe
Binlerce selam olsun, memleketim Erciş’e
Sevene ömür boyu, bir yârendik, bir yardık.
Ahmet MORAN
5.0
100% (32)