2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
763
Okunma
artık yaş da gidiyor
hep ineceğiz hayat denen bu trenden
Acaba hangi tren istasyonunda
acaba hangi durakta ineceğiz
sabahın beyaz ışıkları ağaçlara yapışır
bazı yerler gölgeli bazısı da koyu kurşuni
kimi zengin kimi fakir
kimi aç kimi tok
kimi servet avcısı
kiminin düştür güzel kaygısı
şöyle bir bak tabiata
şakıyan bülbüller görürsün dallarda
o altın ışıklarında
sararan yapraklar arasından
yüzünü yalayan serin rüzgar
kirpiklerine beyaz bir çiğ düşer
ağırlaşır göz kapakların
hüzün bir kar tanesi göz yaşı olur
düşerken dudaklarını tuzuyla ıslatır
tarih kokan dalgalı deniz saçların kuytularda
beyaz martı oluverir köpüğü
meltem kokan rüzgarlarında nefesin
şarkılara nağme olan beyaz tenin
ışıldayan ay ışığındaki yüzün
şarkılara nağme olan sözün
ışıldayan kıskanç dudakların vardır
göğsüne taktığım
o işlemeli tokan gelir aklıma
yüzüme sen gülümserken bile
her şey gülerdi kıskanmaz
ağlarken de ağlardı tabiat sen gidince
gözlerim dolu dolu olur nefesim kısılırdı
birikir duygular sicim gibi
kuşların gülümseyen yüzü
bir umudun ifadesiydi
görmeni isterdim şu an
sevmek
işte öyle bir şeydi
ellerinle okşarsın ya gülleri
koparmaya bile kıyamadığın
dikeni batsa kanatsa da
’’gül dalında sevgi özünde
bülbül sözünde
güzel gözünde ve gönlünde güzeldir,,
Behçet Bük 1208/8.1.2015
5.0
100% (5)