0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
637
Okunma
öyle zifir
öyle karanlık
öyle zindan
yüreğimi katran katran işleyen bu hayatıma
hoş geldin
sana yüreğimin üstüne yemin ederim ki
yüreğimin tek sahibisin
ve hayat
senin varlığından farklı değil benim için
özlemekle ölmek arasındaki o ince çizgi gibi
üşümekle korkmak gibi
düş görmekle
nefesini koklamak gibi
mavi gibi
bulut gibi
yağmur gibi
bir yağmur damlasında
ikimizin ıslanması gibi
şimdi şiirlerde sarıldım sana
sadece şiirlerde
aynı şehrin sokaklarını adımlayıp
aynı şehirde nefes alıp
aynı şehirde karanlıkta kalmak gibi
belki zaman bugün değildi
belki zaman yarında değil
belki ertesi günde değil
ben zamana değil
ben sana sarıldım
karanlık ve yağmurlu bir şehrin sokaklarında
düşlerimi küçücük göz bebeklerinin ortasında
kirlenmiş bir kenti yıkayan yağmur gibi
anadan doğma tenimi kirinden arındırıyordu
ve o zamanlar
o küçücük göz bebeklerin bile
zifir yüreğimi aydınlatmaya yetmişti
ve ne kadar kapanmamış yaram varsa
hepsini kapattı gözlerinin ışıltısı
saçlarına dokunan rüzgarı bile kıskandım
söylemeye çekindim
sustum
içine kapanık yetim bir çocuk gibi
oysa ne çok okşamışlığım vardı saçlarını
parmaklarının titrekliğinden
dudağının çatlamışlığından
yüreğinin yarasından sevdim seni
hoş geldin
sonbaharın döktüğü yaprakları
yüreğimin orta yerinden
göz yaşlarınla yaşata bilirsin
ibrahim dalkılıç
03/01/2016
22:45 izmir
5.0
100% (3)