14
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
996
Okunma

Acı acı esti zozan yaş oldu gözlerimde
Felek vurmuştu zaten
bir de sen vurdun son nefesimde
Güneş saklandı efkãrından
yüreğim yandı kül oldu kahrından
Leyla Mecnun sahrasından
Felek vurmuştu zaten
bir de sen vurdun külünk ile
kara sevda yarasından
Göz yaşlarım el ele verip yol yaptı sevdalara
sölpük sular sökün edip ulaştı deryalara
elem keder kamp kurdu göğsümün sarnıcına
bir sen yoktun
bir senden yoksundum
bir sen uğramadın buralara
Mavi düşlerden düştü pembe hayaller
esmer gözlerimden yüreğime oluk oluk kan damlar
mateminde soldu al yanaklı gelincikler
elbet bir gün kavuşur aşk uğruna ayrılıklarda kavrulan divane yürekler
Megri megri
sonu gelmeyen sevdanın yoktur değeri
felek bağlamış yolları
boynum bükük diyorum
boynum bükük eğri eğri
ağlamak mı hep gözlerimin kaderi
Akşamcı kahvesinin duvarlarına yazdım sana olan sevdamı
okuyan her sevdalının dili tutulmuş
bir akşam gittiğimde kapısına kilit vurulmuştu
meğerse akşamcı kahvesini
öyküme ağlayanlar satın almış
ve
yas tutan yüreklere kırmızı birer gül ağacı salmış
Bir kadeh kırmızı şarap yaşa boğdu gözlerimi
içtiğim onca ağı zehirler silemedi yüreğimdeki izlerini
kronik hastalıklar bile deva bulur
merhemi kalp yongası sevgi otağı ise
benim merhemim sendin bir türlü gelmedin
gelemedin
Herkes kendi yüreğindeki acıyı bilir
oysa kim bilir şü an hangi diyarlarda
kimin içini hangi onulmaz yara kemirir
kim bilir kaç bedende buram buram sevdalar erir
kim bilir
Penceremden melül mahsun ağlayan bir çocuk bakıyor
bir bir inci taneleri sepeliyor dudaklarına
sen se beni bırakıp giderken
hiç bakmamıştın arkana
Bırak konuşsun göz yaşlarım
yeter ki gönlüme vursun şavkın
yüreğim derya gibi yüreğinin esiri olsun
Bir füze geçiyor yoldan
bulutlar zar ağlıyor arkandan
eyy yar
Şimseler ansızınakıyor özümde
silüetin her an
her an akarken gözümde
ben katre katre seni arıyorum siirlerin dizelerinde
Garip kalmış kümbet misali atılmışım ücra bir dağ başına
her öğun ağı zehir karışıyor yavan aşıma
öbek öbek kan çiçekleri açarken mavi düşlerimde
gidişinle yangınlarla yatağı kurumuş bir nehir mihman oluverdi yüreğime
Giden gitti yadımdan
gözlerim ağlayamıyor ki artik efkarından
yüreğim sende kaldı
ben tamamen ümidimi kestim yarından
Hüznümü yele verdim
gözlerimi sele
açtım ellerimi semaya yalvardım mevlaya
dileğim bir gün ellerinde yüreğimle
sevdiğim ansızın çıkıp gele
bir seni sevdi bu gönül
bir sana yandı bu denli
unutmak mümkünmü seni
eyyy gözleri benli
Ağlama duvarı yaptın omuzlarımı
gelen dertli giden dertli
oysa
sen mutlulukla uyuyasın diye yüreğimi yorgan edip örttüm üstüne
Yürek yanmayınca sevda teni kül etmez
candan seviyorsa insan bırakıp gitmez
karşılıksız sevgi yuva kurmaya yetmez
oluk oluk çağlasada göz yaşların
bir fayda etmez
Kar boran vurmaz beni
ah yokluğun olmasa
baharlara gebe düşlerim
sensiz cemre düşmüyor ki yüreğime
toprağım buz gönlüm huzursuz
yağmurlara sığındım çaresiz
Ah be kader
hüzün yükledin özüme
sağnak indirdin gözüme
Anadolumun yüzüne
hasret ettin zalim kader
Erciyesin başı serin
Ciğerimde yara derin
yüreğimi dağlayan yar
Al gönlümü gözümü sil
Çatma kalem kaşlarını
Dur ağlama sil şu göz yaşlarını
Mutluluk çağlasın göz pınarlarından
umutlar dem vursun yarından
Gül ki güller açsın yüzünde
Gül ki gam yıkansın hüzünde
Gül ki yürek gülsün özünde
~Gül ki tüm çiçeklerin şahı
~Gül ki gönüller padişahı
Nafize
Kümbet..türbe
Külünk... taş ve kayaları kırmaya parçalarıya yarayan balyoz
Katre..Damla, damlayan şey. damla damla, azar azar.
Mihman.. misafir
Megri.. ağlama
Zozan.. yayla