37
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2484
Okunma

sizdiniz
karasularıma pervasızca
yelken açıp
yalnızlığıma kulaç atan
sizdiniz
düşlerimi aralayıp
döşümde devasız yaralar açan
ve
kuzguni gecelerin
anason saatlerinin
kirli paslı yalnızlığına
terk edip kaçan. sizdiniz…
uzanmıştım
gözlerinizin mavi iklimlerine
sere serpe
içiyordum sesinizi
delişmen gecelerde
oysa
karanlık bir deniz
şeytan üçgeniymiş gözleriniz
nasıl
yüreğimi ezip
çiğneyip
eşkıya gecelere teslim ettiniz!...
zemheri sözleriniz
içimi kanatan
ah!... o sözleriniz
sonra
topuk seslerinize
karıştı izleriniz
-şimdi
rüzgar üşüyor çığlığımda
dilimde poyraz bir şarkı
düşlerim elgin-
işte bak!...
köhne zamanın terkisine
bırakarak susuşlarını
toynaklarından alev çıkan bir kısrak
koşuyor dolu dizgin uçurumlara
buğulu pencerenin ardında
kirpik parmaklığında
kelepçeli iken yüreğiniz
kaçak bir mahkum gibi
firar edip
d ü ş/ t ü n ü z
g/ ö z ü m d e( n) d ü ş t ü n ü z …
AA