8
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
1964
Okunma
bildin mi şimdi
sen hangi göğün bulutusun ki
orada durdum, onun altında
kar kristali eriyordu yağmurun ağzında
ve karanlığın sonuna doğru
giysilerimizi çıkarıp suya uzandık
bir yelkenli çıpasını derine vurup
beklemekte bizi
kuş minvali gibi
kendi kanatlarımızı yiyorduk
ve bir nehir hıçkırığıyla yas tutmak yakışmıyordu bize
güzeldik her şey dağılıyorken
ve ışığın en karasıyla biraz daha yol oluyorsa yüzümüz
dağınık bir yatağın sessizliğine taşıyorduk traş bıçaklarını
penceredeki kedi buğusunu
aşağılarda
limon ağacı, mezar sessizlikleri
ve altı telli lacivert gölgelerimizle
yüzümüz mu
yüzümüz kadim zamanlar ve gitare
5.0
100% (23)