..
Ey aşk
ben sana babamı kaybettiğim günün çığırtkanlığı
ve hiç kimsesizliğimle geldim
o yüzden gel bu gecede öp çıplaklığından gözbebeklerimin
üç kere yüreğinin üstüne koy yüreğimi ki çoğalsın sevdamız
üç masal güncesi oku ruhumun susamışlığına
üç kez haykır sevdiğini yer küreye
kâh bir Alamut fedaisi kudretinde
kâh zincire vurulan kölenin isyanında
kâh boyacı çocuğun yaşam savaşı direncinde
ki üstümüz başımız bu tertemiz sevdayla boyansın
yüreklerimiz sevgiyle yıkanırken...


aniden üçe bölünsün zaman
orada kutsandığımız gül suyunun rahmeti,penguenlerin kar masalı
buzun altında sevdamızı ateş yakarak ısıtan karıncalar
burada trenden inen Yolcu, çocuksu utangançlığını giyinmiş ahvaline
kalbinin derinliklerinde uçuşan sevgi kelebekleri,gönlünü koymuş sevdiğinin kaderine,kederine
ve şurada,orada
evet evet tamda şurada
merkezinde delice dönen, onu hep güzelleştiren vede şımartan babam yürekli Aşk
el vermiş sevdiğine dün’den sonra aşk keşfedilmeden önce
üç kutsal şiir yakmış sevdiğinin gözlerine,yüreğine,ruhuna


...şimdi üçe kadar usulca say
saklandığım hüzünü kır,çıkar
tüm karanlıkları söndür sadâkatin sımsıcak nefesiyle
buğusu tüterken hasretin sesini kıs,yavaş yavaş taşırmadan
köpük köpük ört gecenin ayazını şefkat dolu sözlerinle
sonra gözlerini nefti gözlerime bağışla üç kez
se(n)ssizliği dinle
tam orta yerinden çatlayıp
sarıp sarmalasın her özlem sonrası çıldıran gökkuşağı
sana adadığım arşipel gülüşlerimi bir çırpıda üstüne çek
kurban olduğum Aşk
sen bari üşüme
kimsesizliğimin ellerini üşütme bu gece..!
...

Nagihan Ergül