5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
999
Okunma
Bu şiiri 1975 yılında yazmıştım.O zamanlar Hürriyet gazetesinin pazar ekinde
yayılanmıştı..Tabi daha uzun olarak.Gazeteden kestiğim şiirleri önüme aldığımda
bu şiirim ilğimi çekti ve alntı yaptım sizlerle paylaşmak için.Niçin? 33 Yıl sonra
buğün sanırım çok şey değişti.Hüseyin’de değişti, Fadime de..Çok hızlı değil
belki ama, değişti..
..............................
Meyro kızı Hüseyin’in daha onbeşinde henüz
Bir koza çubuğu kadar büyümemiş boyu, bir hıltan kadar bile
’El kapısı kolay mı?’ diyor Hüseyin ikide bir
’Bir kısmetlisi çıkıpta alaıp götürse, tek başlık da istemem
’Yaşlı olsun, hasta olsun, ne olursa olsun’
Biri varlıklıyım deyipte istese Allah’ın emriyle
’Al götür ’ Diyecek kirli çıkını ile onbeşindeki kızını
Yoksa başı derde girecek birgün bu emanetiyle..
Birde Fadime’si var Hüseyin’n avradı, helallısı
Halep inekleri gibi sarkmış göğsü göbeğine kadar
Kolay mı ? altı çoçuk emzirmiş çakır dikenleri içinde
Suratı kirli çabutlar gibi, benek benek, yara yara
Görmemiş bilmez gazetelerdeki baldırı çıplak kızları
Ömrü tarlada, yazıda, yabanda geçmiş bu güne kadar
Balta yemiş bir ağaç gibi, ha devrildi, ha devrilecek umutları..
................