17
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2146
Okunma

Bir tek adın kaldı
Dudaklarımdan süzülen…
Paslı parmaklıklar ardındaki
Acılar gibi
Bir tek adın kaldı
Vurgun yemiş gönlümün
Ufka yelken açmış kıyılarında…
Şimdi bende açan
Dört mevsim hüzün gülleri
Artık yalancı baharlar bile
Uğramaz oldu yanıma
Yalnızlıksa çoktan erişti
Çaresizliğin katran karasına
Zoraki tebessümlere bürünmüş
Yüreğim
Tıpkı kurulmuş saatler gibi
Her sıçrayarak uyandığım rüyada
Sen varsın ayrılıkla beraber
Bir de adın
Bir tek adın kaldı
Güvercin beyazı ellerimden
Rüzgâra teslim olmayan
Tüm şarkılar seni anlatmakta
Sadece düşte kalan hülyalarımı
Ve umutların çoktan terk ettiği
Sahipsiz mısraları
Yalnızlığı anlatmakta
Sen olmayınca
Odama doğmayan sabahları
Bir de…
Kan bürümüş gözlerimden uzak
Çok uzak, sisli bir yol varlığın
Yapılan kazalar, çekilen acılar
Her şey senin için olunca
Çile de kutsal, aşk da kutsal
Şimdi tamamlanmamış bir cümleyim
Sözcükler de terk etti,
Sersefilim…
Hadi nokta koy bana
Seni tamamlayarak öleyim
Bir su ver önce ellerinle
İçeyim yudum yudum
Huzura ermişliğin gururuyla
Al beni bahçene
Ben hiç bahar görmedim
Ve duymuyorsun yine
Kulakların
Tıkanmış günlük heveslerle
Şimdi bana hatıra
Bir tek adın kaldı
Bir de baktıkça hatırlayasın diye
Kuruyan papatyalar nihayetinde
Aslı GÜREMEN