7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2170
Okunma

Köhne düşünceler sarar etrafı
Teker teker…
Umutların çoktan terk ettiği
Karanlık duvarlara dayanırım
Sevgili misali…
Ben her gece böyle üşürüm
Gözyaşlarımın izi kalır kaldırımlarda
Ah! Bu ayrılık biraz küskün biraz zaruri
Aşk bu! İlla ödetiyor bedelini…
Zaman hüsran cereyanına kapıldı
Caddeler dolusu ihanet dolaşır,
Sevgilerin ayaklar altına alındığı
Bu zindan şehirde…
Bir lahza düşünüyor insan
Hoyratça savrulan aşkın mabedi
Hiçe açılan kapılar gibi…
Gidiyor evinden bir misafir daha
Ağlama artık…
Ağlanmaz sevmeyenlere…
Ben ki içimde saklamışım
Ebediyete ulaşacak sevgimi
Sarıp sarmalamışım
Korkak bir inci gibi…
Dinmiyor bir türlü marguerite’nin sancıları
Hiçbir el tutmuyor yaralı yüreğini
Yazar bile duymuyor feryatlarını
Ne yapsın, kader ona gülmedi
Zamansız elvedalara kapadım kapımı
Ayrılık önümde heyula gibi
İki söz çıkınca dudaklardan, dayanmalı
Asrısaadet devri geride kaldı
Her an yelkovanla bir cenk ile geçiyor
Nağmeler sarıyor beni baştan aşağı
Ah! Yoruldum, heyulalar sardı her yanımı
Gitmeli artık, bizden gidenlerden…
Bu son saba!
İşlesin iliklerime kadar hayâsızca…
Her aşk yeniden doğuşun önceden alınan bir tadıdır
Ah! Bir de sonunda ayrılık olmasa…
Aslı GÜREMEN