1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1328
Okunma

Kırıklı bulutlar geçiyordu ömrümden.
Her biri bir yana damlıyordu gökyüzünden.
Anlatacak hikayeleri vardı.
Ama susuyorlardı.
Nedenini sorduğumda,
- Şairin biri "Belâgatın en güzeli susmaktır." demiş.
Ve susmaya karar vermişler.
Nasıl bir susmaktı bu?
Öyle derin,
Öyle içten yaralara ebeyken.
Gören haykıracak
Feryat figan edecek,
Yüzlerini tırnakları ile parçalayacak sanır.
Ama onlar,
Susmayı edep bilmişlerdi.
Ve susuyorlardı.
Kırıklı bulutlar,
Kimisinin dökmek istediği,
Fakat dökemediği gözyaşları oluyorlardı,
Kimisinin de sevdiği ile sıcak bir çay içmesine,
Uzun uzadıya sohbet etmesine,
Bir şemsiye altında, kol kola yürümesine,
Kiriş altlarında el ele tutuşmasına vesile oluyorlardı.
Bir arkadaşı,
Bir sırdaşı vardı.
O da susuyordu.
Yalnızdı.
Ve kimsesizdi.
Ellerini uzatıp
Karanlık geceye sarılan,
Kırıklı bulutlar.
Gidenin ardından döktüğü,
Gözyaşlarını gizlemek isterdi.
Takvim yaprakları,
Birbir kayıp giderken, ömründen.
Köşe bucak aramaya başlarsın,
Ne yazık ki;
Günün birinde
Kayıplara karışır...
Geçmişin sıcak günleri.
Ve sen!
O an,
Susmaya başlarsın.
İşte o an;
Yalnızlaşırsın...
İbrahim Halil ÖZLÜ
5.0
100% (2)