56
Yorum
71
Beğeni
0,0
Puan
2782
Okunma

bu kadar aleni oynanan oyunları neden görmezden gelir gözler...
biz hep kahpenin İblisliği’nin sinsiliğin de düştük
dipsiz kör bir kuyuya
çokça kırıklıklarımız olsa bile şükür ki hala ölmedik
ben ilk yaz ayımda kar görmüş bir adamım
doğarken eylül ayının bir kadir gecesinde
tevek de o güzelim üzümler bile donmuşlar
işte şimdi de sonbahardır mevsimim
neme lazımcılığın ceremesi ile gidiyoruz toprağa
gök yüzünde kime ait belli olmayan o yıldızlar
ayaklarının altında kaldı insanlarda edep haya ve ar
hayatımız ise ince bir pamuk ipliğine bağlı
ruhlarda şeytanlar cirit atıyor attıkça da kaynıyor
sonsuz zinaların altın da hep kirletiliyor
hem namuslar hem de kaldırımlar
şehirlerde yok vicdan her tarafta acı acı çığlıklar
iki yürek arasındaki boşluk hiç kapanmıyor
her dem uzaktan tuzaklı
yağlanmış gibi insanlık kaypak mı kaypak
bir türlü de taş yerine oturmuyor
görkemli şırfıntılar örümcek ağı gibi kaybettirir aklı
ne yapıp etsen de bir türlü olmuyor
gönüller hep kör nefislerin elinde hiç kabına sığmıyor
ne vakit şu kırık belimi birazcık doğrultsam
başlatılır yeniden bir senaryo sil yeni baştan
ne vakit utanıp sıkılsak yayvan hayvanca bir gülüş sesi
kopar yüreğimin sol parçasından
kötülüğü kucaklayan mahluklar biner sırtıma
koparır kol ve kanadımı
arımdan gözlerim inince yere işte o anda çıkar fırtına
halbuki ne vakit üstüme değse bir güneş
gök kuşağına yakalanır gönlüm hisli bir görkemde
rengine kapılınca umutlarım
kötülüğün hançerleri uçar da durur havalarda
umuda düşüşleri donar yıldızların
vicdanı kurumuş insanlığın adiliği vurur mazlumun yüreğine
kanı emilir sözde iyiliğine
tek dişli bir ejderha ha bire ısırır bir ağız dolusu
demokrasi ve medeniyet adına
oysa uçurum kenarına itilir garibin yurdu
göz ve haçlı doyumsuzluğuna mimlenir tüm masumlar
koca koca ülkeler halbuki onlar insanlıkta da cüceler…
(27.11.2015) AZAP….