6
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
861
Okunma
Hangi mevsime yazıldı vuslat?
Hangi yağmurlar yağsın ki avuçlarıma; baharım olsun?
Cömertliğin, şefkatin, merhametin…
Emsali olmayan; o, güzel ahlakınla donanabilsem
Bir nebze sana benzeyip,
Bir nebze sen olabilsem
Ah o; abdest alışın, huzura durup secdeye varışın…
El açıp yakarışın…
Bağlılığın… Vakarın… Tevazün…
Nasıl anlatayım seni?
Her halin edep, her sözün hak
Sen, yürüyen Kuransın; Efendim?
Ey Hakkın boyasına boyanıp,
İnsanlara; emsali olmayan bir insanlık örneği teşkil eden
İyiliği emredip, kötülükten men eden
Ey, herkesin ya nefsi diyeceği o günde
Secdeye kapanarak; ‘’illa ümmetim illa ümmetim’’ niyazıyla
Ümmetinin affını dileyen
Ve sevginin, dostluğun ebediyetini gösteren
Kardeşlerim dediğin bizler, kardeşlik hukukunu gözetememiş olsak da
Sevdik Efendim, biz seni; görmeden sevdik
Seni sevenleri, ahlakıyla sana benzeyenleri de senin için sevdik
Ey âlemlere rahmet olarak gönderilen; gönüllerin tabibi!
Yeryüzü seninle şereflendi
Mekke, Medine seninle şereflendi
Bütün peygamberler sana ümmet olmak isterken,
Biz senin ümmetin olmakla şereflendik
Ne kadar şükretsek az…
Nihayetsiz şükür Rabbime;
Herkese nasip olmayacak imanla müşerref eyledi bizi
Sana uymayı ve sana layık ümmet olmayı da nasip eylesin
Ve kavuşmayı…
Gözlerimi kapatıp açtığımda, huzuruna varıp,
‘’Esselatu vesselamu aleyke ya Rasulallah…’’ Derken, bulmak gibi,
Hayali vuslatlarım var; gerçeğini ümit ederek
Ah Efendim!
Ah bir gelebilsem!
Yağsın yağmur hiç dinmesin…