7
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1196
Okunma
Nasıl ki su çukura akar!
Rahmetin oluk oluk aktığı,
Mekke’nin en çukur yerinde ki Beyt-ül Haram
ve Medine’yi Münevver’ye, yolcu ederken, müjdelenmiş yolcuları
Bir heyecan dalgası vurur kıyılarına sinenin;
Hüzünle harmanlanmış olsa da!
Ente şemsun, ente bedrun: sen güneşsin sen aysın
Ente nûrun âlâ nûr: sen nur üstüne nursun sözleriyle
Efendimiz sallallahu aleyhi ve selem ve muhacirlere kucak açan Medineliler
‘’Evimiz; eviniz, aşımız; aşınızdır!’’ diyordu.
O kadar çok sevdiler ki O’nu, öylesine bağırlarına bastılar ki!
Koruyan, paylaşan anlamına gelen ‘’Ensar’’ diye anıldılar
Öylesine sevdiler ki O’nu (s.a.v.)!
Ebedi istirahatgahı Medine,
Nurla aydınlanan, kutsal şehir anlamına gelen‘’Medine’yi Münevver’’ oldu
Böylesine kutsal beldelere!
Hakk Teâlâ ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in misafirlerini yolcu etmek,
Dua edip, dua istemek şereftir.
Lakin!
Lebbeyk allahumme lebbeyk…
Nidalarıyla, bir dilenci misali Beytullah’ı tavaf etmek,
‘’İsteyene veririm’’ Buyuran,
Misafirlerine çokça ikram eden Rabbime ve
‘’Beni ziyaret edene şefaatim vacip olur’’ Buyuran
Ravza-i mutahhara’nın ev sahibi; Güllerin, gönüllerin efendisine;
misafir olabilmeyi ne çok isterdim
Lütfet ya Rabbi!
Gönlümü de yanlarına katıp uğurlarken misafirlerini bağrı yanık,
Hüzün giyinmiş olsa da heyecandan sığmaz sineye kalbim.