2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
869
Okunma
Söyle doğmadan ömrüm geceye,
Ateş mi kudurur, denize ay mı vurur?
Yaz mı bahara selam durur, bahar mı yaza,
Kör bulanık içime vuran sisler mi yoksa hisler mi?
Söyle sokakların intikamı aşkı besler mi,
Yoksa bizi bu şehirde aldatan derin hevesler mi?
Dışarıda kan kusmakta ölüm
Canım hey, ilk göz ağrım, bu son sevda ölüm.
Ölümler saçılıyor canların içine kan gibi,
Gidiyor gün, yüzünü dönüp hayata.
Bu şiirler para etmiyor,
hayat bir od gibi yanıp
Ciğerinde sancılarla devam ediyor.
Cehennem girmiş bir koluma ben gidiyorum.
Günler ıslanmış bir aşk kadar titrek,
Gittikçe sevdamın ışığında kimse yok.
Odalar, kurumuş yapraklarla kuşatılmış,
Bize kızıl güneş artık bakmıyor,
Sevda o coşkun ırmaklarla akmıyor.
Serin üstüme bugünden tezi yok ateş ve sancıları,
Şiirlerim beklesin mezarın başında,
Söyle, hiçbir maşuk gelmesin kapıma,
Bir fatiha okuyup ağlamasın.
Şiirlerimin yası zaten duyulur,
Beni yalnız onlar avutur.
’Bir anlık idoldü’ ömrümün ilk heyacanı,
Gözlerim kör aşklardan serseri bir gençti.
Nöbetçi katların sorumlusu artık geçti,
Biraz önce uzun bir yoldan bağrı yanık Mecnun geçti,
Buralar mayın tarlalarına susamış
Yaraların dinmez ıstırap pusularında açılmış krizantem,
Hey bre ’Son Duygularımla Artık Sana Yazıyorum’
Nazlım edalım senin için öldü sevdalın
Siz burada aynı yerinizde kalın
Cilveli bakışlarınızla bu fani aşklara dalın
Süleyman’dı, şairdi, aşka dairdi, sevdası yalın.
Şiir işlemeli odalarda sevdası yeni gelin.
Şeb-i Arus ateşiyle gürüldemekte
Davulcu Mecnun oynayan yiğitler
Bir yandan da ağıtlar
-Benim sevdalım oy!
-Tenimdeki vebalim oy!
Oynayın ölüm ardından davullar çalsın hey!
22/11/2003 DENİZLİ
5.0
100% (2)