0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
697
Okunma
Kızıl gerdan kuşunu bilir misiniz? O çalı senin bu çalı benim seri bakışlı. Acısındandır elbet göğsünün kızıllığı… Asıl olan aşktır, aşk dediğimiz aşığın bünyesinde hayat bulur. Maşuk ise yalnızca bir sembol, aşığın göğsüne kazıdığı o kızıl ateşin ta kendisidir.
Aşık kendini pişirir bu ateşte, dalındaki meyve gibi olgunlaşır. Bir süre sonra vazgeçer belki maşuğun suretinden, göğsünde ki kızıl ateşe kapılır ve kendi özünden içip içip vazgeçtiği suretin hayaline mayhoş, bir hoş olur…
Kızıl gerdan kuşunu bilir misiniz?
Hidayet DAL
Olmuşum alemde bir kızıl gerdan
Öyle haldeyim ki ben etmem aman
Kırsalar kanadım etseler candan
Öyle haldeyim ki dilemem aman
Acım kızıl göğsüm kızıldır benim
Yundum kirliliği sende sevgilim
Tutuşsa gönlüm kaynasa elim
Öyle haldeyim ki dilemem aman
En büyük derdimsin bilsem de gitmem
Saçlarında esen nergisden geçmem
Sonlar olmasın silinsin öncem
Öyle haldeyim ki dilemem aman
Şaşırıp kalmasın şaşkın düşüme
Deliksiz uykular benim gülüme
Misafir olmasın ister ömrüme
Öyle haldeyim ki dilemem aman
Sararsa yaprağım dalımda bahar
Aşk olur soluğu tangoda rüzgar
Ah ölsem kaybolsam istemem umar
Öyle haldeyim ki dilemem aman
Hidayet DAL