1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2514
Okunma

Hüznün bile o kadar şefkatli ki
Hiç acıtmadan yakıyor canımı..
Kendimi sana sevdirmeye kalkmak..
Heyhat!
Ne büyük gaflet..
Kendimi sevilmeye bıraktım kalbinde..
Ufacık bir damla istedim senden
Sana gülden okyanuslar vermek için geri
Üstelik kendi limanımın efendisiyken.
Okyanusunda ufak bir sandal olmak yeğdi..
Yegane bir sandal limanında..
Tek olmak, ufak bir sadal olmaya değerdi..
Ben sende en çok
İhanetin adını bilmeyen girdabını sevdim
İçine aldın beni
İşte bak içiçeyiz artık
Tıpkı bir şiirde iki kelime gibi..
Ben sende en çok
Adımı anan dudaklarını sevdim
Kah süt liman kah poyraz delice..
Dizlerimin titremesini sevdim
Avuçlarımın terlemesini
Dilimin tutulmasını sevdim
Düğümlenmesini sevdim karşında kelimelerin..
İşte bak dudağımdasın..
Bir “anne” kelimesi gibi saf, temiz, sevgi dolu ve ateş parçası..
Ben sana uzaktan bakarken
Ciğerimin en ücra köşesine dolan sigara dumanını bile çok sevdim..
Bir nefes gibi içimdeydin..
Biliyorum git dersen gitmeliyim!
Kal dersen sonuna kadar
Sonu sonsuz etmek için
Kan revan içinde kalmalıyım!
Ya da koru beni aşktan dersen
Seni kendimden kendimi senden uzak tutmalıyım..
En acısı da bu sanırım..
Ama üzülme sen melek yüzlüm
Hüznün bile o kadar şefkatli ki
Hiç acıtmadan yakıyor canımı..
Pişman değilim seni sevmekten..
Unutma, bir gün yanında kimsecikler olmazsa
Ya da yanında olanlar, olması gerekenler olmazsa
Ben burada, işte tam burada
Bu beyaz kağıtta olacağım daima..
Hayatta en iyi bildiğim şeyi yapıyor
Seni seviyor olacağım..
Ve hala “hiç acımadan yanıyor olacak canım..”