2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
731
Okunma
Fırtınaların indiği çöllerde
Altın bir salıncakta sallanıyor geçmişim
Üflüyor enseme yıllanmış ağırlığını
Gelecek, gelecek diyorum da
Vakti var mı sahi bu geleceğin
Ey arsız umudum
Anla artık
Ölüm pusuya yatmış bekliyor.
Azrail’in gözü şahdamarımda
Geçmiş ıslak ıslak akıyor şakaklarımdan
Dilimde yanık, anıların acı tadı
Kimi hüzün dolu
Kimi bir damla gözyaşı kadar sevinçlerle süslü
Yeniden yaşamaya kalksam
Ne çıkar
Tebessümlerim bile
İçimdeki çocuk kadar pasaklı
Rengini yitirmiş gökyüzüm
Hiç esmemiş rüzgarlar dağıtmış bulutlarımı
Gün batımını yaşıyorum ufuksuz
Karşımda ölü,saydam bir deniz
Avuçlarım çakıl taşı dolu
Yalnızlığımı bile yalnız bırakıyorum
Dudaklarımda eski bir türkünün ezgisi
Hatırlamıyorum sözlerini
Burgu burgu oluyor yutkunuşlarım
Gözlerim dolu dolu
Rıhtımlar, güz halatları, fenerler
Tek görebildiğim paramparça olmuş buğu tabakası
Gitmek ne de zor şeymiş
Elimdeki bavula sığdırmak
Ah bir mümkün olsa.
İstanbul’u da seni de alırdım yanıma.
22.09.2015 01:21
Özlem Tanrıkulu
5.0
100% (6)