5
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1635
Okunma

Araladı kapıyı
ve oturdu sandalyesine
sırtına bir yastık alıp,
Yudumlarken suyunu
kaldırdı başını penceresine,
Derin bir ah çekti içine
ve yarım ağızla sustu,
Aralıktan bakan gözlerimi görmesin diye,
Oturdum kapının dibine ,
Bir seni izliyordum,
birde yüzüne vuran ay ışığında gölgeni,
Ellerim birbirini sıkarken,
Üşüyordum orada öylece,
Sanki bütün dünya bir kız çocuğunun üstünde,
Bir sana bakıyordum bir tek sana,
Ayağa kalkıp yanına geldiğimde ,
Sende üşüyordun,
Soğuk sandalyende,
Bir yolculuktan bahsediyordun, evvelden,
Kutuptan soğuk bir yer,
Karanlık,
Sessiz,
Kimsesiz,
Dönüş biletlerinin hep önceden satıldığını söylerdin
Gittiğinde dönmemek için,
Ne seninle gelmemi isterdin,
Ne de öylece sana baka kalmamı,
Yok olmayı çok istediğin gibi,
ay ışığım,
Bana bir Hüma kuşu getirecektin oradan,
Belki bir umut,
Bir adım daha atmaya korkuyorum,
İçimi titreten bir soğuğu da,
Kaldıramazdım biliyorum,
Nefeslerin çok sessiz sevgili,
Yarım yok !
Yarınlarım yok!
dondum mu yoksa ?
duymuyorum,
bir yolculuk hikayesiydin sen,
ceketini bile almayıp gidenlerden,
tutuyorum ellerini,
kara boşluktan atlar gibi,
düşüyorum,
sonu gelmiyor bu içimdeki boşluğun,
ve ben seni düşünüyorum,
kalan anılarımızı yaşatmama gerek yok,
sen zaten tam burda yaşıyorsun,
soframın baş ucunda,
bana eşlik ediyorsun,
her ziyafetimiz de,
esprilerinle beni yine güldüre biliyorsun,
sen! tamda burda yaşıyorsun,
kamelyanın güle çalan rengiydin sen,
biraz mağrur,
biraz ben,
biraz sen,
pek hoşlanmazdın çiçeklerden ama,
sen benim ömrüm de bir kere gördüğüm,
soğuğa aşık
kardelenimdin birtanem...
AHMET ORMANCI hocama en içten sevgilerimle teşekkür ederim.
5.0
100% (7)