10
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
2880
Okunma

hani kuşlar inerdi ya su kenarına
uçmaktan yorgun kanatları düşerdi yanlarına
ayakları eşelenirdi ilk kez görmüş gibi toprağı
zamanın seni gördüğüm ’’ben’’ hali.
zapt edemediğim sevinç taklaları atardı olduğu yerde kalbim
konmakta zorlandığı yüreğinin çeperlerine takılırdı bir zaman
gurur yumağı ellerim açık düşerdi geceye
lambalar sarı ışıklarını vururdu yüzüme
sararırdım
titrerdi tüm vucudum kırılırcasına
sesim boğazımda kururdu yırtılırcasına.
değiştin diyorsun ya hani
kırık bir biblo gibi boynum hep bükükmüş
her söze çatacak bir kelimem varmış mutlaka
haklısın
sinir harbinden yeni çıkmış mağlup bir savaşçı gibi
süngümü indirmişim
umursamazlık giyinmişim üzerime
tüm çıplak duygularımı gizlemişim
adam sen de
üşümek nedir ki
sen gel yalnızlığın ne menem bir şey olduğunu anlatayım
içimde onca kalabalık saçmalıklar
susuyorsam eğer hala
vazgeçmek deniyor buna.
gözlerimde donuk anılar
poşet poşet yığılı
çürümesin diye saklıyorum kışlığımda
çıkarsam eriyecekler biliyorum
bu nefretin sıcağında bozulup kokacaklar
kokmuş peynir gibi vesselam.
atsam düşecek penceremden yere
bu şehrin kolları çok uzun
her parmağı bir yüreği tacizde
işte o yüzdendir
aşkı kirletmemek adına
seni hala saklayışım yüreğimde.
Ayvazım DENİZ