Çocukluğumu, ilk gençliğimi, delikanlı çağımı
Saymışsam bir bir avuçlarına
Kalbimi, ruhumu ve dahi bütünümü
Sorgusuz, sualsiz hele koşulsuz
Sürmüşsem gönlünün sürgüsüne
Ertesini hiç düşünmeden
Dikilmişsem çakı gibi kapına
Dizlerine koyup dertli başımı
Dalıp hülyalara
Sabahlara uykusuz varmışsam
Bu çilehaneyi senle bilip
Sensiz hiçe saymışsam
Elbette ağlarım akıp giden yârin ardından
Yitip, yok olurum, sevdanın burcundan

Dünümü, bugünümü, yarınlarımı
Eklemişsem dikiş tutmaz tarumar ömrüne
Çürüyüp yok olan çorak gönlünü
Aşkı kuşanıp aşkla yoğurmuşsam
Nice sultanları tek bir sözüne
Şehzade yüreğimi o ay yüzüne
Kul eyleyip kapına geda yapmışsam
Elbette ağlarım akıp giden yârin ardından
Yanar, kül olurum,hasretinin harından

Evimi, barkımı, tatlı aşımı
Ahvalimi, ıyalimi, can yoldaşımı
O yangın bakışına terk eylemişsem
Huzur veren ismini cümle lal dillere
Tek nefeste heyecanla ezberletmişsem
Yüreğimle kesip göbek bağını
Hayalini kurduğum öz ocağımı
Öksüz koyup, kıyıp bize,çekip gitmişsen
Elbette ağlarım akıp giden yârin ardından
Sararıp solarım, çıldırırım kahrımdan...