Kendime sakladığim hikâyenin
orta yerine gömüldü
sevda;
toprağına bereket.
Çoraksa toprak
geri gelir ektiğin
kendini biçersin kurak iklimlerden
Sıgmaz yaralarin hiçbir kucağa
hicbir öpüş dindirmez çığlığını
Bilirsin çünkü
güneş oyuncağıdır
gecenin
ve bal gibi de sıvanır balçıkla!
Çocuk yüzlerinden bildim bunu en çok
yarasına sokulan bir çift gözden tanıdım
erguvan caddelerin
morundan sağdım
anneler gördüm acıdan dilsiz
yaslı yüzlerinden kopardım
ömrün kesik çizgilerini
Çıkılmaz açık kapılardan
kendine kapanırken gökyüzü
Savaşmak zordur sevişmek kadar
Bir masaldır anlatılır hürriyet;
zürriyetsiz ağızlarda...
Ekim/2015