0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1178
Okunma
Ankara’da aylak bir akşamüstü,
Geceler daha karanlık tabiatından
ve soğuk
buz mavisi bir düş kırıklığı yüzünden.
Ne erken uyanacak kadar çalışkandık
Ne de çok uyuyacak kadar tembel
Ama her vakit çok erkendi uyanmaya
Bitmesin , kalalım diye o rüyada...
İçerisi dışardan daha soğuk bazen
Ya da dışardakinden daha sert içerdeki fırtına ,
Yani içerde olmak ;
yetmiyor bazen ısınmaya.
Sonuncu ilkbaharının son günüdür ömrümün
Sen Uyanık mazeretlerinin uykusundasın
Uyan,
Seni değil beni götürüyor aslında adımların
Herhangi bir gitme esnasında ,
Nereye olursa…
Bir cinayete muhabbet süsü veriyor dudakların
Şimdi bir aşka daha ölüm yağıyor aslında kar kılığında.
İçerdekinden daha sakin dışardaki fırtına.
Yani içerde olmak
yetmiyor bazen ısınmaya.
Gülüşün,yaşam kaynağı,
Ölürsem kıZma.
Gittikçe karanlık sabahlar,
Kaldıkça soğuk...
Dünyanın en iyi kalpli insanıydı
İkinci en iyinin kalbini söken.
Uyudukça gerçekti rüyalar
Uyandıkça kırık.
En yaşlı yerlerinden...
Oysa ne güzel başlamıştı,
bir otel odasında,film tadında.
Tutkuya yenik düşmüştü korkunun her türlüsü,defalarca...
Biz kazanmıştık sonunda.
sabaha satmıştık
tüm hüznünü gecenin,
Artık kimin umrundaydı sabah ,
Birlikte uyanacağımız günler dışında...
Şimdi arkasından canlar döküp uğurladık sevgiyi
Hangimiz daha çok öldük sence ?
Farkeder mi ? söyle !
Hadi şimdi sıfıra sakla,
Hataya say beni çaresiz kaldığında.
Soluna koy sevdiğin tüm rakamların.
Ve yardım et,
Öldür beni müsait bir korkuda…..
E.AKYÜZ
5.0
100% (1)