Sevdaları bir başkadır kızların
Şark illerinde
Aşklarında pusu kurulu
Yılan ıslığında gölgelenir hevesler
Sancılı dağlarda
Buz kesilir umut
Bir töre ki,
Beyaz, özlemlerde titreşir
Kınanın kokusu kan, rengi aldır duvakların.

Güneşte erir özlemler
Şark illerinde
Gölgelere siner mutluluk
Beşik kertmesiyle
Söz vermişler var ayan beyan
Aşiretin verdiği onayla
Beşikte kenar sevgiler.

Bir kanun ki,
Sevgiye yer yok kitabında
çalılar arkasına gizlenir aşk
can çekişir nefes
hayat,
namluların ucunda…
Ve gün gelir
Ferman dinlemez gönül
bir sevda ki,
yırtar yemin belgelerini
kural tanımaz
meydan okumalar büyür de büyür
töre silinir
göz bebeklerinde aşıkların.

Kadere koşar yağız delikanlılar
Şark illerinde
Dört nala kalkan taylar gibi
Dağa vurur kendini
Terkisinde yar
Elinde mavzer
Köroğlu’su olur dağların.

Kıbleye yönelmeyle başlar aminler
Şark illerinde
Soylamak için soyunu
Secdelerde yapılır dualar
Ve,
At yelesinde aşkları özgürleşir
Dağların doruğunda
Ölümle hayat arasında
Sevdaları destanlaşır.
Bir maceradır sevmek
Şark illerinde
Ölümsüzleşmek olsa gerek
Ölüm ucunda aşkı yaşamak
Ölümle dalga geçerken aşıklar
Geride planlar yapılır
Yılan namlulara
Kurşunlar sürülür
Kirlenen namusu,
Kanlarda yıkamak için
Dağlara pusu kurulur.

Ve,
Kirlenir umut
Yakılır heves,
Vurulur yiğit
Ölümdür sonu sevmenin
Şark illerinde
Bir töre ki,
Beyaz, özlemlerde titreşir
Kınanın kokusu kan,
Rengi aldır duvakların.

Mehmet Sait Uluçay