0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1114
Okunma
Ne dendiğini bilirsin ,
Bilirsinde bilmezden gelirsin …
Uyumamız için anlatılan çocuk masalları gibi
Safça ve ahmakça
Ama beklediğimiz günler akşamı
Haykırmıyor artık gözlerin
Ölmüşler…
İşte bu yüzdendir ki
Önümde duran duvarı
Bizansın surları ve kendimi sürekli
Altracaz adasında sanarım
Safça ve ahmakça .
Bir sokak başında kaldırıma bakar
Bir parkta ararım ruhunu
Ya da neresi olursa …
Dersin fazla kaptırdı diye,
Varsın kaptırsın deli gönlüm
Ne o beni dinler ne de ben onu
Böyle sevemeyiz birbirimizi işte
Hani vardır ya övenler sevdiklerini ,
Ya da gömenler .
Ben sana baktıkça sanırsın ki ,
Çok eski bir kitap sayfaları
Dönüşüyor sarı , sapsarı yapraklara
Ve bu yaprakların her biri toza dönüşüyor
Aykalarımın dibinde …
Anlayacağın,
Ne övebilirim seni ne de gömebilirim .
Ne hacettir ki dostlar nihilist biriyim ve gözlerden
Bahsediyorum …
Yalanım yok bilmem gözlerin ne renk .
Düşünmedim de.
Oturmuşum Maçka parkında
Ne sen varsın
Ne de ben .
Oturmuşum gülhanede
Yürüyorum galata da ne yaşam var
Ne de ölüm .
Ne anlam
Ne de amaç.
Düşlerimi satasıya
Ellerimi sıkasıya
Topluma yürüyesiye
Sevgiyi öldüresiye .