14
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
3534
Okunma

Bir aşk çocuğu olarak sahip olursun, aşkla, severek büyütürsün ve görürsün ki,
kırk yıllık emeğin boşmuş. Senden uzak dursun, cehenneme direk olsun,
cenazemden haberdar olmasın...
Atam’ın ruhunu teslim ederken mırıldandığı gibi:
- Selamünaleyküm...
- Ve aleykümselam...
Erkekler ağlamaz düştükleri zaman, derken
Albeniye mağlup olmuş aşklar,
Yosma pazarlıklarında açık arttırmaya çıkmaya başlamış.
Avuçlarından karlar emdiğim ilk aşk, her mevsim
Meğer büyüttüğüm tüm dirimsel debelenmeler
Haykırmak için feryat figan, hazırlıkmış!
Yoğun puslu mevsimler uğurlamakta artık,
Kırk yıllık ihsanı, nankör sataşmalarla...
Mevsimlerin pusu, kısır nankörlüklerin doğurganı
Ve figüran replikleri ezberletilmiş persenk lügatlere.
Güvercinler uzatır zeytin dallarını rol icabı;
Barış boş bir çabadır
Alarga bakışların öpüştüğü muhabbetlerde...
Top yekûn kaybettim işte umutlarımı.
Affet dediğim halde defalarca
Duygularıma o gücenik sevimsizlik kök salarken,
Birkaç beyin lopuna beyhude dipnotlar hazırlamayın dedim ya,
Katı kurallarım hükmünü verdi realite adına;
Kaybedilmiş bu savaş...
Uhud Savaşını Ebu Süfyan kazandı,
Bedir aydınlığı zamana abartılı bir hikâye...
Belki kavuşmasızlıkların toprağa düşen gölgesi...
Belki anatomisi çözümsüz kalmış faili meçhul bir cinayet...
—keşke kurtulabilsem bu acıdan...
—keşke unutabilsem...
—keşke uzaklaştığım nispette küçülebilsem...
—keşke yüzünü görmeyecek kadar kaybolabilsem...
—keşke, biraz daha az nefret edebilsem...
Başlama noktası sonsuzluk.
Bitiş noktası sonsuzluk.
Atılan her adım sonsuzluğa...
Abartısız nefretimle çabucak eskimeliyim,
ha orada, ha burada,
zaten, insan eskimek için yaşar
her yerde.
değil mi ki,
hiç kimseyi sevecek kadar tanımıyorum,
orada da,
burada da...
ki, Endülüs’e giderken
Tarık bin ziyad gibi gemileri yakarak
dönüşümsüzlüğü tercih edişim,
bundan ötürü....
- Selamünaleyküm...
Başucumda bir vasiyetname,
tek bir cümle:
─ cenazeme oğlumu çağırmayın!...
- Ve Aleykümselam...
5.0
100% (24)