0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
950
Okunma
Bertaraf olmuş ışıkların altında sessizce bekleyen bir karanlığım ben
Bu şehrin en kalabalık yalnızları iyi tanır
Ukala bir şekilde yaşıyor sanki arkamdan gelen ölü bir karartı
Sokak lambalarının doğuştan ayakları sakat
Kaldırım taşları , evvelden eksik sarılıp koşmalar için
Bir mum ışığı kısıklığında bakarken her şeye
Kısık bir şekilde ağlamak gerektiğini söyleyen tek serçe
Sende mi gidecektin
Buğusuna karışan gözyaşlarıma hasret kalmış artık
Yarını kırılmış pencerem
İpi kısa gelmiş bir uçurtmaydı benim sessizliğim
Herkese yakın ama gökyüzüne uzak
Nasıl böyle bağırabilir bir yağmur
Avazı çıktığı kadar
Olabildiğince üstüme üstüme
Sırılsıklam olmuş bir toprağa çamur atmak sadece benim işim
Nasıl bakarım ben yeryüzüne
Yüreği ağzına gelmiş bir tohumu filizlendirmek benim işim olmasın da kimin işi olsun
Tabi bakarım göğe
Ama bakmam bir daha yeryüzüne
Mutluluğa koşar adım giderken yere düşmek hangi hayatın kuralı ?
Affetmem ben bu yeryüzünü
Kafa tasımdan su içirdiğim o düşünceler
Hala susuyor
Hele bir susmaktan vazgeçsinler
Düşmeyi düşünmeden göğe uçacağız .
Kadri Demir
5.0
100% (3)