9
Yorum
17
Beğeni
4,9
Puan
1452
Okunma

Uçağın pervanesi yırtıyor bulutları
Eylül ise gözlerimi buharladı
Sarmaladı her bir yanımı hüzün
Hiç kimse görmedi
Kendi içimde darmadağınım
Yolumun bir tarafı yüksek binalar bir tarafı ara ara tarlalar
Mis kokulu toprakta uyur bal kavun,
Bir tarafı buz karpuz .
Yol boyunca sarı püsküllü mısır tarlası,
İçimde birikti Eylül’ün bütün hüznü,
Sanki içimde büyür çile tarlası.
Yolda yavaş yavaş yol alan bir kaplumbağa
Besbelli/ki inşaat makinalarından korkmuş ,
Yükselen binalar çalmış bütün özgürlüğünü.
Tarlaların içinde hep o satılık tabelası
Ah’Eylül hüzün bulaştırdın yine
Son kez geçecek gözlerimden kaplumbağa bu gün
Ve ben ğözlerimden izliyorum görüyorum olan biten her şeyi.
Yok olacak tarlalar o asırlık meyve ağaçları.
Börtü böcek seslerini filmlerin montaj efektlerinde dinleyeceğiz .
Sokaklarda kuş sesi yerine motorsiklet kornaları yırtacak kulakları
Uykudan uyanacak bir bebek gürültüden korkup ağlayacak.
Çimento beton saracak yeşilimsi doğayı .
Gidecek kaplumbağa ve sincaplar
Susacak yeşil doğanın rengi ,kuş cıvıltıları .
Uçmayacak nazlı kelebekler.
Her gelişimde istemesemde artacak bu beton evler.
Biraz daha yok olacak tarlalar ,asırlık meyve ağaçarı.
Akşam oldu .
Her zamanki gibi gurbet sisiyle yağmurlarıyla karşıladı
Yıkadı uçağın kanatlarını.
Saçlarıma dolandı ay, gözlerime oturdu hüzün ,
Üşüdüm bu akşam .
Gurbet içimde közlü bu akşam.
Dolandı saçlarıma ay gözlerime oturdu hüzün gurbetteyim bu gün.
nurcihan erdogan
5.0
93% (14)
4.0
7% (1)