Bu Eylül’de çiğ vurdu yüreğimizden.
Göğümüzde füme füme olmuş ,bulutlar
Üzerimize gözyaşı çiseliyor .

Dağlarımız olmuş sührab ,bitmez artık kekik ve reyhan.
Açmaz artık dağlarımızda gûla çiya
Baharda açmaz dallarda nergiz laleler.
Gözü yaşlı yüreği közlü annelerimiz var.
O" Anneler koynunun sayvanında yüreğinden can beler.
Gözlerindeki yaş sessiz ağıtlarla yoldaş .

İnsanlık aklını yitirmiş,
Sanki karanlık kuyudaki bijyen.

Bu kardeş kavgasına bir çare olsa gerek .
Kız almışız kız vermişiz ,asırlardır yek olmuşuz .

Bizim biri birinden güzel gelinlerimizin üçüde türk.
Çiçeği burnunda yeni gelinimiz var .
Sevgili yeğenime gebe .
Diğer Kardeşimin yakında düğünü var .




Ölüm haberleri son bulsun diye her an
Allaha nîyâzla dualar ediliyor.
Ocaklara ateş düşmesin
Yüreklere çiğ düşmesin .


Her iki tarafta da canlar yanmasın
Yuvalar ’tâziye evi olmasın.
Kimse bilmez ateş sadece düştüğü yeri yakar.

Bitsin bu kirli kavga
Kardeş kavgasına bir nihayet bir son olsun.
Memleketimin göğü berrak mavi olsun .
Dağlarımız kekik, reyhan koksun .
Süslesin Dicle Fırat’ı kırmızı şîlânlar.
Tarlalar sarı sarı altın başaklı olsun.
Dağlar geceleri ölümlere gebe olmasın .


Çobanlar ’ay ışığında korkusuzca uyusunlar gabalağında
Yeni bir güne ağıtlarla uyanmasın insanlar.
Ay üşümesin ,uyuyan küçük bir kızın avuçlarında.

Talan etmesin korku güneş gözlü çocukların yarınlarını.

Son bulsun kapatsın artık kirli perdelerini bu sahneler..
Bu yazdıklarım "yüreğimden kopup gelen kâtreler...





nurcihan erdogan