gözümle arş-ı alayı şöyle bir güzel seyran eyledim de
insanlıkta yüce birilerini belki de bulurum diye
kulak bu
hemen de takılı verdi ruhu ve gönlü has bir sese
kurtlar kuşlar ve börtü böceklerle birlikte
tüm bitkiler bile o bir anda geldiler hemen dile
hiç olmaz mı bulunmazsa bu
ki bu
dünya yerinde hiç durabilir miydi diye
şükrümü soktum o anda hamt ile devreye
demek ki has bir tohum ve toprak vardı bu alemde
ekilip de biçile bilinecekti insanlık
eğer sen özüne ihlası iyi niyetle soktuğun an var ya kerim
hiç düşmez olursa elinden ve dilinden kuran
elbet gerisine de
Allah’ım kerim
gına geldi has yüreklere yapılan bunca rezillikten
illa ki de fitne fücur ve de desiseden
hep karalar başlayışta ağlayıp da duran
gönüller
arınmak için iyice bir gönlü pakça süzülsün
bekle de gör yepyeni nesli o
zaman sen
nice feragatli evlatlar doğuracak analar o anda görürsün
öyle de
it ürür kervan yürür denir atadan
bu itler hiç ürümüyor ki kuduz gibi ısırıyorlar durmadan…
hak mıydı bu pak ve mübarek toprağa bu denli zillet ile illet
bu denli damlayan
kardeş kanı ne söylesene kerim
kitap ve kalemin yerine
taşlar tutuşturulunca
çocukların o pamuk ellerine
ve öz devletini milletini bir zulümdür taşlatmak
o kahpe kurşunlar da neyin nesi peki
bu milletin analarının ciğerlerini kanataraktan ağlatmak
neydi duyduğun ki de tırstın çark ederek yolundan
halk güvercinleri mi yoksa koptu yanından
neydi bu fırtınada kancıklıktan seni saptıran
zoru mu görüp de sezdin
kırılası kolun kanadın tek tek kırılınca
kaldın mı hayasızca şimdi o çıplak gövdenle ortada
hani taş üstünde taş koymayacaktı o senin dönme ağan
hani daha çok fazla karşılığı olacaktı iblislikler inin
hiç ihanet çağrıları düşürmedi ki mendebur o zehirli dilinden
tarih yine tekrarlayacak göreceksin sen
duyuyor musun çalınır gök yüzünde o heybetli marşım
gönüller yine
gülleşin yüreklerde
elbet ki güzel günlere gelecekte kalınacaktır gebe
hep beraberce ve birlik içinde
el ele
gönül gönülle dirlikle
doğacaktır istikbal
görülecek elbette sen istesen de istemesen de kerim
bir Kürt ile bir Türk bu cihana nasıl oluyormuş bedel
muhakkak ki dönecek bu
vatan mis gibi bir
gül bahçesine
ve bem
beyaz bir
barış güvercini uçup da başlarımıza konacak
demokrasiyi getirip ellerimize verecek o küçücük ağzıyla
nefes nefese de olsa bülbüllerle yarışarak
güller açacak resulün yol gösterici hadisleriyle
kalınacaktır namazlar inan ki hep birlik ve dirlik içinde
herkesin doğup büyüdükleri tüm yerler
kardeşlik gibi
yeni baştan yem
yeşil yeşerecektir bir
cennet timsaliyle…
(11.09.2015) AZAP…