Ey dağların ardından batan kızıllıklar
Ağustosun son günlerini ağırlıyor akşamınoğlu dolunay
Bak işte güneş batmadan ay doğdu.
Perdelenmiş bulutlar ufukta gri çizgi
Satıraralarına düşüyorsun
Emekleyerek geldin koşarak gidiyorsun
Dünya denen mistik güzellikten
Ne kaldı ki avucumuzda dünden silinmeyen




Alnında dizi dizi göçmen kuşlar
Bahçelerde oynayan çocuklar kadar
Kim bahtiyar ki akşamı kucaklıyor
Uzaklarda sıralanmış mor dağlar
Derme çatma köy evleri
Bahçe duvarları çitli
Ürkütmek için kemikler korkuluklar


Yabanıl hayvanları kuşları burçak tarlasında asılıyorlar
Sırtında abası koca dünyanın
Kuru kalabalık içinde yabancı kaldı insanlar
Gülmeyi unutuyorlar
Nedense elden çok kendine yabancısın




Yüzü güneşe dönüktür
Ay çiçeklerinin bütün bitkilerin
Merdivenleri tırmanır ip gibi eğirir
Çıkar adım adım gökyüzünün boşluğunda
Ağır ağır başı eğrilir
Güzelliğini duyumsar yaşama sevincinin



Tutar bir kaç renk elinde
Gecenin ve gündüzün o eşsiz cazibesi
Işığa doğru yürür dolunay gülümser
Kıvranır rantının mantalitası içinde
Ayazın ve ateşin sızlattığı
Dallarından kemiksi dokusu
Direncini artırır hayatın!


Ey güneşin erkek kardeşi dolunay
Birazdan çekilip gideceksin
Belki de
Sabaha kadar yıldızlar bizimle
Ay çiçekleri
Anılar
İşleniyor oya gibi
Savaşların olmadığı bir zaman asmak isterdim
Gözlerine
Bu sefer dıştan değil düşmanlar
İçeriden
Elmanın çürüğü
Ama vız gelir Türk ’ke söker atar
Ağrıyan dişini müsterih ol!!



30 Ağustos başkomutanlık ve büyük taarruz meydan muharebesi sonucunda. Zafer Bayramımız. Oluşmuştur. O günlerin değerini benimseyip iyi anlamaya çalışalım.


Bayramımız kutlu olsun!!



Nurten Ak Aygen
30.08.2015’