5
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1079
Okunma

bir şeyler söyle bana
en tatlı sesinle ’git’ de mesela
soğuk bir suratla karşıla kelimelerimi
inadına ört kapıyı yüzüme
gülümseyeyim
hala kalbindeyim
hala nefretine nailim diye.
ya da sus istersen
içinden ağlamak gelse de
kov o yaşları kirpiklerinden
avuç avuç gülücükler çarp suratıma
hatta ’sevmiyorum’ de
hiç sevmedim sen kadar
sırf bir şeyler söylemek adına
sırf beni yıkmak adına
nereden bileceksin yıkılmaya alışkın duvarların
acı çekmeyi dahi unuttuğunu.
az daha unutuyordum
seni değil ama
hırçın kızgınlığını
gözlerinde biriken öfke nöbetlerini
kalın postallarla yürüt üzerime
dilindeki tüm mermileri boşalt üzerime
kalmasın şarjörde son kurşunun
rulet oynayamayacak kadar ölüyüm zaten.
diyorum ki
hani dağ başlarında uçurtma uçuran çocuklar var ya
onlardan bahsetsen bana
benim hiç uçurtmam olmadı
olsa da onu uçuracak kadar çocuk kalamadım
biliyorsun işte
benle ilgili her şey gibi eminim ezberindedir
ama bilmediğin bir şey var
hep merak ederim
uçurtma ellerinden kurtulup
gökyüzünde kavisler çizerek uzaklaşırken ellerinden
ve bom boş bakarken gözlerin
ve üzüntünün en koyu girdaplarında yüzerken
hiç merak ettin mi
o uçurma nereye gider?
Ayvazım DENİZ