14
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
1414
Okunma
Kırılganlığımız çöker akşam üzeri
bulut yemiş göğün koylarında yasemenler
sıcak ülkerinde saklı ardıç kuşları
tırmanıyor semanın basamaklarında
yaslı uçurtmalar rengi hep aynı hep gece
karınca kararınca nasiplenmekteyiz
işte yaşadığımız hayatı
yine bir akşam
Sevdası düşer çekmeceme
Islak anılar çakılır alnımın çatısına
kırlangıçlar göç eder gözlerinden
uzak şehirlerde ki denizler ülkesine
ummana daldığım zamanın kıyısında
güneş tanrısından doğar ansızın
tan vaktinde mevsimlerin en baharında
yağmurlarla ıslanan o çocuk gülüşlerin
sen miydin sineme dokunan seher yeli
içine çekip lacivert geceyi
çiçek tufanından çaldığın buseyi
kuş tüyünden yastık yaptığın mevsimi
çekip alır gibisin elimden
benim bütün mavilerimi
bulut özlemi içinde şimdi toprak diz boyu
özlemler içimde bir ırmak boyu
yaylaların pınarlarında ökse otları kitlenmiş
kanlarını kaynatıyor üstünden uçan deli bülbüllerin
Ah! Gözünü sevdiğim toprak ana
güldürmedin dişimi yana yana düştükçe
hasret koydun benim bağrıma anama
sarmadın yaramı gün akşam oldu
kırağı düşmüş akşam güneşi
al getir bana mavileri
bir zeytin dalında uçuyorken
şimdi bir yanı yosun tutmuş zeytin nineyi
akşamları masmavi ay kucaklıyor
yalnızlığın ıssızlığın yaması vurulmuş
milyonlarca yıldızlar kayıyor geceden
gözlerinde ki yitmiş saatlerde
ansızın sensizlik düşer içime
ve.. irkilmekte zaman
boş odalarda duvarlar gelir üstüme üstüme
gözlerinde rehin tuttuğum
ağır bir hüzün usulca yalnızlığın denizinde
O bitmez yolculuğum
nazar boncuğu tak kapının eşiğine
kapının önüne pas pas at !
üstünde hoşgeldin yazısı olsun!
kapının zincirini takmayı unutma
tekin değil geceler
her tarafta ölüm kokusu sinmiş
her taraf araf
ağlıyor maviler
düşler ağır uykular sağır
Tanrı misafiriyim der hainler
bilmediğin görmediğin kimseye
hatta kırlangıçlara bile kapı açma!
Ve hatta tanıdıklarına bile
çivi gibi sökerler gülüşlerini dudaklarından
giyince gece siyah gelinliği
Nurten Ak Aygen
05.08.2015
5.0
100% (20)