Yıllar sığmıyor avuçlarıma
Yıldız yıldız
Kayıyorlar serçe parmağımın ucundan
Kilitleyip bir takvimin son sayfasına
Yollara düşüyorum günü milat sayarak.


Sözüm var kendime.
Alnıma düşen çizgilere
Bir ala güvercin konmadan
Yeminli sözlerin incilerini döke saça
Bulmaya gidiyorum ahde vefayı
Şeytana uyarak.


Gelsene benimle
Esareti kırıp
Cesaretini toplayarak
Kanayan yaralarını sarmak için.


Ararsan eğer
Adresim belli bir tanem.
Pembe begonvillerin
Mavi panjurları kucakladığı tek sığınağım
Valizimin müdavimi çiçek pansiyondayım.


Biliyor musun
Hezimetin gölgesinde üşüdüğüm zamanlar
Isıtır yüreğimi gülümseyen beyaz duvarları
Güzelleşir,
Adı gibi çiçekler açar yüzümde.


Hazır baş başayken kendimle
Hesabını yaparım eksi artılarımın
Muhakemesi menfi sorular dökülse de önüme
Aşkın müspet sevincini toplarım birer birer.


Bu sevda bizim
Mührünü bir ömre vurduğumuz.
Kaçak göçek
En zor yolları ay tutulması gecelerde
Sarhoş başımızla geçip
Ateşini tuttuk ellerimizle.
Yangınlara meydan okuduk da
Yine vazgeçmedik birbirimizden .

Şimdi
Vakit saatin bilmem kaçı
Verandasındayım çiçek pansiyonun.
Üzerimde ipek şal
Rüzgarın hafif meltemi üşütüyor tenimi .

Uzaklardan gelen bir ud sesi
Nasılda hüzünlü .
Seni anlatıyor adeta
Özlemin dökülüyor nağme nağme mızraptan.

Ortalık sessiz
Küçük gemiler çoktan uyumuş dolunayı kucaklayarak.
Bir ben uykusuz
Bir ben acelesiz
Ve
Seni bekliyorum sonsuza dek davetsiz.

Dilek USTA