12
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1008
Okunma

Anlık telaşların hükmettiği
O boş vermişlik kadar hicap edilesi
Belki.
Belki de ümit var dokunuşların tecellisi idi
Yüklü gönlüm,
Dolarken gözlerim
Tüm tutarsızlığımla yalvardığım
Yer gök karışmış birbirine de
Görmezden gelindiğim her sahne
Perdenin arkasındaki o soluk gölge.
Adlandıramadığım bir öfke aslında
Tüm o bilinmezliğin esir düştüğü
Kıyılarda yol alırken sefilce
Ve kanıksamışken kuralları
Yine mağlup geldiğim ve
Ellerimle resmettiğim
Var olup da yoklukla cezalandırıldığım.
İlk ve son hikâye aslında
Tekil kimlikleri ile yordanası
Bir hiçlikle,
Kül tutmuş bir ateşin etrafında toplanmış
Nice insan,
Nice yeknesak tutumla
Delerken her bir cümleyi
Kıymığı saklı en derinde o yara
Bitap düşmenin kefareti belki de;
Muğlâk yarınların tecellisi kadar
Bel bağladığım
Kavuşmama ihtimalinin baki olduğu
Zamanın izdüşümü.
Tüm detayların dökümü tek karede
Ve tüm yolsuzluğun yolduğu
Silik ömürler,
Mizacı asılsız ve sıradan cümlelerin
Kurnaz yanılgısı kadar sitem dolu.
Unutulmuş üç beş eşya kıyısında köşesinde
Terk edilmiş binaların
İstimlâk edildiği ruhlarında kanayan
Ve daralırken zaman,
Tıkanırken nefesim
Çarpıtılan tüm kehanetin son imgesi
İken takılı ipin ucunda ve
Sallandırılan bedenler:
Suçu olmadan yine de suç unsuru iken
Aşk ve yoldan çıkmış iken
Son durak mı
Asla varılmayan.
Varlığın tahakkümü kadar asılsız ve nüktedan
Tüm o söylemler
Nazarında bir kadavra
Kerameti olsa gerek
Ölüm galip gelse de,
Nihai karar dökülen ağzından
Son celsede afallarken sağır yaşam
Zincirin son halkası kadar zayıf
Ve muğlâk düşlerim,
Düş gezgini imgelerim
Safsatanın öbeğinde yığılı tek cümle:
Hadi, sil baştan.
Hengâmenin hezimetinde yok olan
Soluk harfler kadar kayıtsız olsam keşke:
Girdabında utanç yüklü sevda
Üzünce meyilli bir gönül kadar
Sırnaşık ve yeknesak şu garip düzlem
Boyutların tecellisi kadar sitem yüklü
Tüm mahareti saklı benliğimde:
Düş bildiğim günlerin tahakkümünde
Çalarken aynı şarkıyı
Biteviye ve soluksuz yinelediğim tek cümle:
Sil baştan.
5.0
100% (17)