10
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1088
Okunma

Karışmış maziye, yetileri kaybolmuş insanoğlu…
Bu muydu mizacının tek öngörüsü
Solurken ölümü
Taş kalbinin kırıntılarında
Göğüs çeperinin ardında
Neler mi saklıydı?
Sormam, soramam
Korkarım Allah’tan:
İnkâr edemediğim ne ise
Suç bildiğim ya da günah
Ne miydi dileğim?
Hükmü erişilmez iken güne
Şu tahakküm gücünün
Ne çok safsata gerçek bellediğin…
Suçu neydi şu sübyanın,
Ölüm müydü tek tecelli
Durduk yerde?
Somut aslında tüm olup biten
Görmezden geldiğin neyin nesiydi de
Dilinde nedir bu öfke,
Nedir bu sitem?
Günler yağmur oldu,
Taştı gökyüzü.
Ölüm mekân oldu
İstifledi masumiyeti.
Irgat ellerde suç oldu yaşamak
Yaşayıp da erememek yeni güne,
Gün bildiğin asla gelmeyecek olan
Ölüme endeksli, rayicine adını
Telaffuz dahi edemediğim
O muğlâk döngüye.
Sona hibeli, var olmamış bir boyutun
O soyut tecellicisinde,
Takriben bir asır önce:
Doğumunu müjdelerken melekler masumiyetin,
Bir adım ötede nefret ile yoğrulmuş
Varlığı ile Azrail nöbette.
Güne uyandı insanoğlu,
Solurken hayatı;
İs kokan, sevgi yüklü bulutların
Altında kavuşmayı diledi sadece
Dünden mütevellit anların
Silik izleğinde,
Ne geçmişten mükellefti
Ne de ölümden.
Rabıtası soluk bir gölgeydi aslında
Tüm olup biten.
Pervasızdı çoğu,
Temkinli belki de,
Ramak kalmışken ümide
Çalındı hayatlar
Bir kova gözyaşı eşlik ederken
Silik üç beş kelime
Mürekkebin lekesi olsaydı keşke
Üstüne başına bulaşan.
Kandı oysa ve çamur
Pürü pak vicdanların yalıtılmış
Her bir karesinde
İzler taşırken gencecik ruhların
Kaybolduğu o karanlık tünelde.
Riayet edilesi tüm kurallar
Çıkmıştı bir kez rayından.
Sevgi de suçluydu merhamet de
Yol bilmiş iken ümidi.
Kerelerle damıtıldı süreç,
Ve suçlandı her seferinde.
Dünün övgüsü,
Günün yergisi
Yarına karışan üç beş kelime
Yine ve yeniden kaderin tecellisi.
5.0
100% (14)