1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
577
Okunma
Yürür avare, bilmeden ne istediğini,
Yıkamıştır aklındaki bir ton düşünceyi
İçmiş, içmiş; en sonunda diplemiş şişeyi
Görür sağ köşede, tarumar olmuş serveti..
Ön kapısı devasa bir saraydı gördüğü,
Arka kapısı da bir o kadar küçük ve dar
Lakin her gelen misafire vermeye hazır
Açık her iki kapısı da ardına kadar...
Asla aç kalmaz bu saraya her giren kişi,
En üst kata çıkıp tüketir sivri biberi
Biber ki yakar ve susatır, sanki bir zehir
Yaksa da, yiyenin yedikçe yiyesi gelir.
Sarayın alt katı adeta boza ambarı
Bu boza başka boza; beyaz, kaygan ve tatlı
Daldırırsan çarlistonu, yersen iştahla eğer
O anda unutursun nerede olduğunu
Aç ve açıktaysan, davetlisin bu saraya
Darmadağın etmişler, serbesttir giriş çıkış
Tüm leziz yemekleri tüketmiş olsalar da
Elde kalan, sivri biber, çarliston ve boza..
Nazlı Çelebi
5.0
100% (1)