Hali vaktimi yaz kara tahtalara
Bir tebeşir bul birde silgi
Sen yeni baştan yaz kaderimle birlikte kaderimi
Mavzer içinde sıkışmış hasretimi
Dilimden dökülmeyen kelamları
Yüreğimi sarsan yokluğunu
Üryan olduğumu yaz sefil peri perişan
Aç ve bitap düşmüş halimi yaz
Sana olan hasretimi başka şekil anlatamam
Yaz zevcem kara tahtanın tam orta yerine
Mertliğimi sana düşen yanımı yaz
Kıl çadıra astığım sazımı
Garibanın gözlerinden döktüğüm yaşımı
Açlık ile tokluk arasındaki zenginliğimi
Onurla duruşumu başı dik oluşumu yaz
Kelamı kibarı yaz sert bakışlarımı
Hepsinden önemlisi
Öfkemi kinimi merhametli yanımı
Yüreğimin büyüklüğünü yokluğundaki halimi
Küçülen yüreğimin nedenini sebebini
Gecelerin uykularımı benden çalma şeklini
Soğuk namlunun anlımı öpmesini
Çelikten kırma kelepçenin
Bileklerimi öptüğü anı yaz zevcem
Şehirler arası hasretimi yaz
Üç goncama sana olan hasretimi
Kırık kalplerin kederini
Sevdaların imdatlarını naralarını
Bakışların atoma dönüştüğü anı
Fikirlerin katılaşmış çözülmeyen yanını
At gözlüklerini takan insanlarımın halini
Derde düşmüş sefillerin
Yoksulun çöpte topladığı kuru ekmeği
Merdin kuru soğana verdiği değeri
Bir hasır ile sevdasını yücelteni
Yaz zevcem
Benim hallerimi öyle yaz ki
Kara tahta arın’dan aklansın
Kara tahta utancından aklara bürünsün
Yaz zevcem ölümün kıyıma yanaştığını
Korkmadan ayakta kalışımı
İman dolu yüreğimi
Merhamete bürünmüş bedenimi
İnsan gibi yaşamak için
Yoksulun hali ehvalini
Kederlinin ilacını
Dertlinin melhemini
Katilin soğuk gözlerini
Şerefsizin şerefsizliğini
Sokak kadınının düştüğü halleri
Ağlayan çocukların isteklerini
Yaz zevcem
Ana babanın göz yaşlarını
Ana olmanın fedakarlıklarını
Baba olmanın zülmünü
Kader ile feleğin iş birliğini
Zalim ile zorbanın itliğini
Merhametle vicdanın dik duruşunu
İnsanın hayvandan üstünlüğünü
Katilin çektiği tetiklerin
Yaşamla ölüm arasında ki ince çizgiyi
Yaz zevcem halimi böyle yaz kara tahtaya
Yaz zevcem ehvalimi yüreğindeki tahtaya...





ZEVCEM DEVAM EDECEK...