2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
921
Okunma

kızıl dudaklarım sensizliğe lal kesilirken
düşlerimin arasın da yalın ayak koşuyorum
ve ben gerçeği gördüğümü sanıyorum
söyler misin:
meyhane taburelerinde otururken kaç düş kurdun
zamansızca boşalıyor şarap bardakları
Ne zaman sabah olacak bilmiyorum
Yeter artık
öldürmez ki adamı sevda
kırık bir dalın gölgesinde
çıra gibi yanıyor, sana olan özlemim
Gecenin sarı sıcağında emziriyordun yalnızlığımı
gidiyordun sonra
kimsesiz bir çocuk gibi ağlıyordum
ardından
şimdi:
kızıl dudaklarım sensizliğe lal kesilirken
usulca batan güneşin
karanlığında
seni düşünüyorum
ölürcesine
5.0
100% (3)