6
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1062
Okunma

konu başlığı dil çıkarmak
nereye yol aldığını bilmediğin bir gemide
suratı asık yolculara bir bir
en sevgiliden başlayarak
bilmeden daha, yalnız bakışlarında kalacağını
kaç kez doğup batacağını güneşinde
umut ışığını bir yakıp, bir söndürerek
oynayacağını çocuk gönlünle
çevireceğini aldan mora
ey temmuz aynı iştahla olmasa da
yine dil çıkarırım benden aldığın güzel şeylere
dondurduğun bir temmuz akşamına bile
yüreğimi nasıl çıkarmaya çalıştığımı
buz kütleleri arasından
ben bilirim
anlamazlar gülümseyen yüzümden
içimde çakar şimşekler
hayat istersen sen de dil çıkar bana ööö de
bir başıma nasıl koşturduğuna kıvan
korodaki yalnız şarkıma gül
sevin eteklerimden döktüğüm küllere
yangınımdan çıkarırım gül
o koklar bana
tenimde hissederim
nerden bilirim aynı anda başka güller başka ellerde
o kalbimde örüp, dokuduğum
atacaktır beni gemiden
azgın dalgalarına
hayatın
tutulacaktır dil
sus saracaktır
gülümün yapraklarını
akl’etmeyecektir hiç kimse
yere düşen gül dalını
su dolu vazoya koymayı..
ey dil..
11. 07. 2015 / Nazik Gülünay