Herkes boş boş konuşur Afet Hanım yazar:))

Bu şiiri görene kadar Hece şiirinde bayağı mesafe katettiğimi düşünüyordum.En azından emeklemeye başladım diyordum:))

Yanılmışım.

Çok farklı bir teknik..Ben yazmaya cesaret edebilirmiyim ? Sanmıyorum..Bunun için sanırım çok erken.Daha 100 fırın ekmek yemem lazım:)

Dert etme sakın emi! Bu günler geçer evlat


Bu dizeyi ikinci dörtlükte görünce Allah allah dedim Afet hanım hata mı yapmış:)


Ki siz hece şiirini yalayıp yutmuş birisiniz..Sonra anladım ki bu çok daha özel bir teknik..Çok hoşuma gitti.

Hemen hemen çoğu arkadaşımız hece yazıyor.

Ama siz hece şiirine madalya takan kişilerden birisiniz..

Bu tamamen benim düşüncem ve yorumum tartışmaya açık değil.

Bana göre şiir ilk başta sıkmadan sonuna kadar kendini okutmalı.

Eski Türkçe kelimeler beni boğuyor.Şiirde rastlayınca arama motoruna yazıp ne demek istemiş acaba diye arıyorum ve şiir de o sırada özelliğini kaybediyor bana göre.

Saçma sapan imgelerden ve sanat yapacağım diye gözü çıkaran banal kelimeler ve cümlelerden de hoşlanmıyorum.

Şiir dediğin yüreğimden akıp gitmeli aklıma takılmadan.

Ve siz Afet Hanım bu şiirle biraz daha gönlümde yüceldiniz. Belki bu tarz şiirler daha önce de yazılmış olabilir..Ama bu kadar duru bu kadar net ve bu kadar akıcı içe işleyen şiir bence yazılmamıştır.

Size dil sokanlar yaşınıza bakmadan saygısızlık yapanlar ve şiir yazdığını zannedenler bu şiiri tekrar okusunlar.

Şiir yazıyorum diye karalamayı geçmeyen yarısından sonra kendini okutmayan ve öğrenmek yerine insanları üzmeyi tercih edenler
buyrun şiir okuyun diyorum bende.

Bu güzel sitemize bu nadide şiir de hediye olsun.

Tekrar diyorum:)

Herkes boş boş konuşur Afet Hanım şiir yazar...
Siz hecenin Kraliçesisiniz..

Sesli düşüneceğim:
Zindandan Oğula Sesleniş başlığı, Necip Fazıl Kısakürek'in Zindandan Mehmet'e Mektup şiirini çağrıştırdı bende ve sanırım o şiiri bilen herkeste. Edebiyatımızda "Zindan" şiiri yazılmış ve bitmiştir yani. İster istemez o dev eserle kıyas yapar okuyucu.

Sesli düşüneceğim:
Şiirin ilhamı bir şairin bir dizesi. zaten başlığın altında belirtilmiş. Şiire verdiğin aradan sonra sana ilham verenler sağ olsun; ama Harun Yıldırım adını arattım "defterde" adı var şiiri yok. Başka bir kullanıcı adı mı kullanıyor başka sitede mi yazıyor bilemedim. Oysa sana ilham veren bu dizenin bulunduğu şiiri de okumak isterdim.

Sesli düşüneceğim:
Şiir; iftiraya uğramış, yargılayan adaletin de yanıldığı yani adaletin yanlış tecelli ettiği bir babanın ağzından çocuklarına (Her ne kadar oğul dense de) yazılmış .

Sesli düşüneceğim:
Birçok kişi, kendi ağzından kendi şiirlerini yazmaktan acizken (benim gibi); ablamız, bir babanın, hem de hiç girmediği bir ortamda (hapishanede) yatan bir babanın ağzından yazabiliyor şiiri. Üstelik bir babaya yakışan öğüt dolu sözlerle.

Sesli düşüneceğim:
Ablamızın şiirinde hece, durak ve kafiye hatası (klavye değil) aramak beyhude çabadır.

Sesli düşüneceğim:
Şiirin kurgusuna gelince: Kıta başlarındaki ilk iki dize zindan betimlemeleri . Kıtaların üçüncü dizeleri tekrarlanan dizeler.
Dördüncü ve beşinci dizeler,( her kıtada) psikolojik telkin. Yine her kıtanın son iki dizesi oğula öğüt. Kısaca sağlam bir kurgu.

Sesli düşüneceğim:
Altı yedi aylık küskünlükten sonra yeniden ayağa kalkma çabana seviniyorum. Ve bir hatırlatma: Babamızın dediği gibi "İnsan (şair de insan) etten, kemikten; *oktan, sidikten yaratılmıştır" . Sen insanı fazlaca önemsiyorsun. İnsan, mayasında fazlaysa etrafa sıçramak kabiliyetine sahiptir. Marifet onu sıçratmamaktadır ya da benim gibi duyarsız olup sıçramasından zevk almak.









orfeo tarafından 7/5/2015 11:11:10 AM zamanında düzenlenmiştir.