1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1693
Okunma

MONOLOG
KİTAP GİBİ MARİA
dalga seslerini anladım
anladım Maria
yorma kendini
hatta ben
deniz kabuklarına uzağım
ama sevgiye yakın
hem neden olsun ki sevmek bu kadar kötü
işte bunu anlayamadım
bilemezsin Maria
çok zaman önceydi
eski sahafa o kitabı ben bıraktım
özür dilerim ayakta kaldın
otur diyeceğim
lakin yerimiz mi dar
vakit mi yok
bunu da anlayamadım
aklıma geldi de Maria
sahi çay bardağın üzerinde yüzen sinek miydi
yoksa çay tanesi mi bilemedim
of midem bulandı
hay aklım çıksın
nereden geldiyse aklıma şimdi
başka bir derdim yokmuş gibi
söyleyeceklerimi de unuttum
nerede kalmıştık Maria
tamam tamam hatırladım
onu diyordum
burası işte burası Olgunlar
boydan boya sahaflar
her dinden,
her dilden sahaflar
kitaplar
kitaplar
kitaplar var
saatlerce ayakta
gezinir durursun raflar arasında
hele takıldıysan geçmişe
bir nebze olsun
ayrılmak istemezsin
iliklerine kadar işler
tutkuyla bağlandığın bir aşk öyküsü gibi
gezinir durursun raflar arasında
kendi yörüngende Maria
ve sonra bir kitap çıkar karşına
o an hüzün kaplar içini
dayanamazsın yosun bağlamış anılara
sonra çekip gidersin
kalır sahafa bıraktığın kitaplar tozlar içinde
bir müddet sonra özler dönersin yine
belki bulurum diye
raflar arasında hangi kitaptı
kaçıncı sayfa
kaçıncı satır kan kaybediyor
zamanın birinde
sevdiğine vermek isteyip de veremediğin
kuru bir papatya
belki bir gül
belki bir yaprak aramak için dönersin Olgunlar’a Maria
güzeldir bu duyguları yaşamak
sızlatır burnunun tavan arasını
tozlarla kaplanmış
ve
yarası kabuk bağlamış bir aşk öyküsünü hatırlamak
hele bulursan var ya Maria
bir sayfa köşesinde sevgiliye yazılmış bir not
işte o an mutluluk bu der haykırmak istersin
ne oldu Maria
yanlış bir şey mi dedim
rengin biraz soldu da
yoksa sevgilin mi geldi aklına
geçmişte tutkuyla sevdiğin biri meselâ
anlıyorum Maria
anıların depreşti
üstelik te yoruldun artık
belki gitmek istersin
hadi çıkıp da gidelim Maria
sağdan gidersek Akay kavşağı
karşıda Milli iradeyi temsilen Meclis
daha çok erken
iyisi mi soldan gidelim biz
Karanfil’den geçeriz
nasılsa geceleyeceğiz
vaktimiz var
yolda sohbet ederiz
anladım Maria anladım
öyleyse tırmanalım yokuş yukarı
az ileride “Dedeman,”
kapıdan içeri girdik mi
kırmızı halılar kan kusarcasına ayaklar altında
lobi de beklemekte riyakârlık
yan salonda kokteyl
istersen birer kadeh şarap içeriz
diğer salonda seminer
lütfen biraz sessiz ol
bak Maria
şu kadın
çıkmakta odasına asansörle
fahişe sandığın o kadın
bir zamanlar
iz bırakmış saçlarını tararken
sinmiş kokusu ayna giz’ine
bildiğim o teninin kokusuna çok yakın
anla işte
senin kokun gibi
benim bildiğim o tenin kokusu gibi Maria
fonda
çalmakta usulca ayrılık şarkısı
götürmekte geçmişe bir hüzün
hatırlatmakta veda busesini
tıpkı ilk öpücük gibi
hala sıcacık
benim de aklımda Maria
öyle sıcak öyle candan ki
benim içimden geçenleri
sen de içinden geçiriyorsun değil mi Maria
keşke diyorsun
keşke biraz daha ağır çıksa asansör
hatta bozulsa da içeride kalsak
ne yazık ki son kattayız
ne yazık ki birbirimizi göremeyecek
hatta özleyecek
hatta aklımızı kaçıracak kadar uzaktayız
biliyor musun Maria
aklımda hep yaptığımız kaçamaklar
gizli gizli buluşmalar
el ele tutuşmalar
kırlarda koşuşmalar var
sen de kapat gözlerini
ve hisset yaşanmışlıkları
herşeye geç kaldık değil mi Maria
nihayet geldik
işte odadayız
ne güzel
odamız bayağı sıcak
gel de otur şöyle yanıma
geçmişi yaadedip
iki çift aşkın belini kıralım Maria
bak Maria bu kitap arasında ne buldum
okusana şu dizeleri
ne güzel de saklamış satır aralarına mavi düşleri
griden uzak
galiba ben gibi hayalperest
ben gibi aşka derdest
sahi Maria
belki canını yakacak ama
“dönüş yolunda uğradığın ihanet” diyorum
satmasaydı şerefsiz senin tenini
kim bilir Maria
ne eski sahafta arayacaktın kuru bir papatya dalını
ne kurumuş bir gül
ne yaprak
ne de mezesi olacaktın
dedeman’da kodaman bir pezevengin
tamam Maria tamam
biliyorum yine saçmaladım
kastı aştıysam özür dilerim
“hadi be sen de kimsin
hem bunlardan sana ne” diyeceksin
varsın olsun ben alınmam
birşey soracağım Maria
gerçekten tanımadın mı
tanımadın mı beni
hatırlamadın mı yani
ben o yum işte Maria o
seni hep koynunda uyutan
her düştüğünde kolundan tutan
her defasında öpüp koklayan
raflarda sevgiyle saklayan düş Maria
ben Efkan
her dinden
her ırktan
her lehçeden
hece hece satır satır
taa ilkokuldan beri sana aşık olan Efkan
Biliyor musun Maria
sen hep severek okuduğumsun
hiç ihanet etmeden
severek sakladığımsın
sen başucu kitabımsın
sahi ne sandın anlattıklarımı Maria
yaşadığım bir aşk öyküsü mü
yok be Maria
bir kadını sevmek için kocaman bir yürek gerek
alınma ama
kitaplarımdır benim aşkım
Efkan ÖTGÜN
"BAHAR KESİĞİ SEVDALAR" Kitabından.
5.0
100% (5)